El-VâsiKudret ve belirişi, süreciyle birlikte, Açılıp saçılışı, düzenli ve dirlik de. Yaratışı, varlığı, sürekli genişleten, Dilediği şekilde, artırarak işleten. İhtiyacı olana, onun vergisi sâfi, Rızkı bütün mahlûka, Rahmetiyle kâfi. Bağışları yaymakta, ilki varlık kisvesi, Ölçülü hesap ile varlıkların hissesi. Bu bağlamda insanlar, haklar alabilirler, Sevinçle, kötülüğe maruz kalabilirler. Bazen bu sevinçler, kendinden gelebilir, Bazen de kullarını, üzdükten sonra verir. Bu üzmenin nedeni, mizacın tertibindendir, Safra da yapabilen, tatlı terkibindendir. Aklıselim olanlar, tatlıya acı demez, Safrayı önce bilse, bal olsa yine yemez. Bazı mizaçlar var ki, bir şeyden lezzet duyar, Bazı mizaçlar ise, elem yerine koyar. Haktan olan her şeyler, hayırlarla gelişir, Lezzet ve elem hükmü, şahsa göre değişir, Birine acı gelen, diğerine tatlıdır, Oysaki iki lezzet birbirinden farklıdır. Müstakim yolda budur, karı lütfü bir bilmek, Yabanda dolaşmadan bu orta yola girmek. İmtihan iki türlü, ya Celal ya Cemali, Kahrı lütfü bir bilen, kulun hali, kemâli. Hakka göre her varlık vesayet altındadır, Gerçek vasilik ise, illaki katındadır. Kimler ne kadar bilir, idrak eder bilemem, “Bize Allah kâfidir” başka vasi dilemem. Rabim cümlemize, Hakkı hakla bildire, Her ne halde olsak da, yüzümüzü güldüre. 23.02.2012…Mustafa Yaralı |