Metruk kelimelerin ardına gizlendi insan Sürünür umutlar Söyletir dil Demlenir çağrılar Sabır kevserinde yadırganır her günah
Vakitler kuşanırken sonbahar ezgisini Her gece mehtabı soldurur Mahşer olur gökyüzü Âhlarına sarılır Ellerini temizlerken insan
Arzular Vahiy sofrasında çukura yerleşmiş Doyumsuz sorular buluştu Cümle söz ile Tenha bir bahaneydi söylenmemiş itiraflar Aldanış, pişmanlık şakak da konaklar Duvar karanlığı örse değişmez aslı Kutlu vakitleri döker Her şeye şevkle yürür insan
Ürperiş sarsa içini Ağlar ağlar Acıyla vurulur geceler Gündüzlere devâ; En güzel vefa; En anlamlı ikrar; Bir umut söndürür kor düşen sineyi Ömür kapısında durur düşünür insan
Mor şafağına ateşle sunulur Mısralar beste beste Billur çağrılara verir elini Yorulmaz uğruna ömürler verdiği kalp Zülfüne vuslat vursa Yollar ey gurbet dese Serzenişini umursamaz Mâverâ’da yürürinsan
Zamanın ve aynaların iktidarı devrilsin Reddedin rejimli ölülerin mirasını O mektuplar tarihsiz, talihsizdir Derin iç seslerin gömülmesine karşı Birleşin! Altına bu günkü tarihi atın Çünkü bizim kuşağın deyimi Hatıra kalmalı geleceğe
Yapış yapış nereye dokunsa el Boğuntu da vicdanlar Ey sancılanan büyü! Ey dıştalanan her şey! Peltek sessizliğiyle bir yıldırım patlıyor Kendisini buluyor şimdi insan
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Öp ve yeniden doğur şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Öp ve yeniden doğur şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Yapış yapış nereye dokunsa el Boğuntu da vicdanlar Ey sancılanan büyü! Ey dıştalanan her şey! Peltek sessizliğiyle bir yıldırım patlıyor Kendisini buluyor şimdi insan
Yapış yapış nereye dokunsa el Boğuntu da vicdanlar Ey sancılanan büyü! Ey dıştalanan her şey! Peltek sessizliğiyle bir yıldırım patlıyor Kendisini buluyor şimdi insan
"Beni gör. Senin için başladığım ilk yer burası olabilir. Varlığımı işaretle. Sana nasıl bakıp nerenle göreceğine dair bir işaret gönderiyorum. Onun için önce gözlerimin içine bak. Orada senin için, hem yola dair izler var ve hem de içime dair yollar..." Beni gör; İçine akmam lazım. Dünyayı seninle birlikte senin içinden görmem, seninle birlikte yeniden başlayabilmem, içime ilmeklenmiş bu eskiden emanet masumsuzluk hissini seninle yenmem, yüzümün kirlerini ellerinle savuşturabilmem lazım. Beni tutarken düşmeden durabilmen, çelmelerime rağmen bana inanman lazım... Beni duy; Nefesim eksilmeden sana sesimi duyurmam lazım. Yüzümü kaç kez izledin şu aynadaki gölge oyunlarında, kaç kez yalanladım ben geçmişlerimi, kaç kez kucaklayıp öptüm kendimi. Ben her sensizliğimde sendeleyişimde, çocukluğumun kaldırımlarında, düşmemeye hevesli denge oyunlarında oynarken buldum kendimi. Kum saati bu seferlik sözlere kanıp durabilir mi ya da büyüdümse şimdi yıldızları eteğime düşürebilir miyim ki? Öylesine garip bir yetişememe duygusu kaplamış ki içimi, ben sokup atılamadıkça derinlerimden, susturulamamış kaygılara göz yumdukça, yalnızlığıma yaklaştıkça, gazetelerden harfler kırparak yaşıyorum sanki günlerimi. El yazım kendimden yorgun, kendime yabancı... Ne zaman bu kadar keskin oldu bu sayfanın beyazlığı? Artık gözlerimde mi yalancı? Yeterince kanatmadım mı kolumdaki çiçek izini? Karalanmış umutlarla doldurduğum omuzlar buruşturup attığım hayatlar yetmedi mi? Üç kere içtim ben bu sudan, hiçbiri senin kadar duru değildi. Yansıyanıma gülümseyişimden korkup da boz bulanık cümleler kurmasam belki hala benimleydin... Kim bilebilir ki? Artık geç mi bilmiyorum? Boğulmaktan da korkmuyorum, dudaklarımı çatlatıp yine de gülümsüyorum.Şems'i yakın biliyorum. Korkularımı yeniyorum, gitarımı da kutusuna koydum artık susuyorum... Dizlerimde tükenmez izleri, adını taşıyorum… Bana geleceğin günü bekliyorum... İnanması zor biliyorum ama yine de saçlarım esse senden biliyorum diyen nacizane yazıtınızı can-ı gönülden tebrik ederim sevgili şairim çok ama çok güzeldi sevgiyle kalın hoş kalasınız kalemkar
Ürperiş sarsa içini Ağlar ağlar Acıyla vurulur geceler Gündüzlere devâ; En güzel vefa; En anlamlı ikrar; Bir umut söndürür kor düşen sineyi Ömür kapısında durur düşünür insan
insanın doğumdam ölüme gidiş evrelerini senin kaleminden okumak çok güzeldi *Dikçe kardeşim. Yüreğin dert görmesin. Saygılarımla...
Şiir neleri anlatmaya uygun değil ki? Bu nedenle öteki türlere göre daha başat sıralarda yer alıyor bence. Gündelik yaşamın belki de ayrıntılarda kalmış en küçük bir olayı, normal insanların görüp hissedemediği duyguları ilgilendiriyor şiiri, şairini. Yeter ki kalem kavranmasın bir kez. Dizelere doluşuveriyor her şey. Tıpkı ağa takılan balıklar gibi kıpırdaşıyor sözcükler ve bizim de içimizi kıpırdatıyor. Bu şiirdeki ironileri oluşturan kelimelerin kıpırdaşması, parlaması gibi. Düne, bugüne ve geleceğe güzel bir sorgulamaydı şairim. Kutlarım, saygı ve sevgi bolca.
Bizim kuşağın gençleri bir ihtilâl bırakabildi maalesef, dilerim yeni nesil gençler güzel şeylere imza atar ve güzellikler bırakır gelecek nesillere. Anlamlı ve güzel bir şiir okudum Murat kardeşim. Emeği ve yüreği kutlarım. Selam ve sevgimle.
" önce öp sonra doğur beni" diyordu sanırım cemal süreyya. Şiirin başlığı bi an onu hatırlattı :) Şiirde ritme müzikaliteye de eğilirseniz dik durabilecek bir şiir okuyabiliriz belki. Yine de teşekkürler şiir için.
Boğuntu da vicdanlar
Ey sancılanan büyü!
Ey dıştalanan her şey!
Peltek sessizliğiyle bir yıldırım patlıyor
Kendisini buluyor şimdi insan
tebrikler ,yüreğinize sağlık..saygılarımla