DELİ RÜZGAR
Yaprakları dökülmüş
Çok eski arkadaşım Koca ağacın altında Deli rüzgârla birlikte Dereden tepeden söz ettik Deli çocuğun anlattıkları Genelde bildiklerimizdi Ama defalarca tekrar etmek Gündeme yeniden getirmek Her zaman için iyidir diye Düşünür ve söylerdik Belki biraz öğüt alırız Belki biraz yola geliriz Yıllarca hep aynı yöne baktık Yıllarca hep aynı şeyi söyledik Kurtulduk, geliştik, modernleştik Asıl gerçek bu mu? Gerçekten kurtulduk mu? Gerçekten modernleştik mi? Bilemiyorum, tartışılır Tartışıldıkça gerçekler anlaşılır Ama ya tartışılmazlar varsa Yasalarla bazı şeyler yasaklanmışsa Kaybettiğimiz değerleri düşünürsek Aranan, özlenen değerlerden söz edersek Zaman içinde ne çok şeyi kaybettiğimizi Her şeyimizin ne çok tutuklu kaldığını Belki anlar, kendimize geliriz Belki kendimizi avutmaz gerçekleri söyleriz Haydi deli rüzgâr, Geçtiğin yerleri anlat bana Deli rüzgâr, Geçtiği yerleri anlattı bana Üç beş mutlunun dışında kalanları Sürekli yaşanan fakirliği yoksullukları Yaşam içinde sürgünleşen umutsuzlukları Güldüm, asıl öbürlerinden haber ver Bir avuç burjuvadan, gerçeklerden habersizlerden Ben onları, Bilmiyorum ki dedi Onların, sağlam evleri Korunaklı işyerleri Mükemmel yaşamları var Beni aralarına sokmuyorlar Acılarla güldüm Acılarla düşündüm Gençlik yıllarımda Emekliler görürdüm Ellerinde bastonları Etrafında çocukları Emekli zenginlik içinde Çocukları paralarının peşinde Bugün onlar yok artık, nerelerde? Gençlik yıllarımda Ustalar, çıraklar görürdüm Bileğinin gücüyle mesleğini kazanan Alnının teriyle emeğini kazanan Üretmenin mutluluğuyla yaşayan Umutlarını göz nuruna Bileğinin varlığına İnancının ruhuna Azimle bağlayıp yaşayan Yokluğun, yokluğunda Umutlar yaşanıyordu yaşamda Şimdi durumlar çok farklı Oku bakalım, en yüksek okulları Uzadıkça uzar işsizlik sıraları İş arayanlar büyük diplomalı İşe yaramıyor artık diplomaları Kendi ayakları üzerinde duran Köyünde umuduyla toprağa bağlanan Şimdi yok artık, köylerin çoğu boşalmış Her biri şehirlerde taşlar arasında kalmış Deli rüzgâr esince Sağlam yerlerde konaklayanlar Dışarıdaki ayazdan habersiz Düşlerini, hayatlarını kuranlar Deli rüzgârın anlattıklarından Habersiz, duyarsız yaşayanlar Konumuzun dışında kalıyorlar Bak dedim deli rüzgâra Şu koca ağaç şahit olsun ki Sen çok kalleş ve kaypaksın Bana, niye diye saldırdı Ayazıyla yüzüme çarptı Vücudumda acımasızca dolaştı Yokluğun vurduğu Dolandırıcıların yolduğu Yalancıların dolandırdığı Yoksulların kapısında Evlerinin ortasında Ne işin var? Onları bıraksana! Haydi! Sıkıyorsa, ulaşamadıklarını vursana Sıkıyorsa, kendini koruyanları vursana Haydi, hali vakti yerinde olanları vursana Zevkinden har vurup harcayanları vursana Ama olmaz değil mi? Yapamazsın değil mi? Cidden, sen gerçekten çok hainsin Cidden, sen gerçekten çok kaypaksın Hayatı düşlerimden Yaşamak istemiyorum Bende gerçeğimden, gerçeklerimden Hayatı dolu dolu yaşamak istiyorum Diyenleri bırak Dön git, kendi evine artık Kırbacını yüzümde şaklattı Korkunç bir fısıltıyla beni kucakladı Bütün benliğim sonuna dek ürperdi Ayaz acımasızca vücudumda dolaştı Arkadaşım koca ağaca yaslandım Ta uzaklarda gördüğüm çiçekle heyecanlandım Deli rüzgârlar bir gün susacak Yarınlar bizim olacak diye bağırdım Yeryüzündeki bütün tohumlar Bana selamlarını yolladılar Elbette, elbette yarınlar bizim Dün bizim, an bizim, gelecek bizim! 16 Aralık 2008 - İzmir |
robotlaşacakmı insanlar...böyle güzel şiirleri kimler yazacak,gelecek kaygısı sardı beni,güzel şiirinizi okurken,saygılarımla,kaleminiz ve yüreğiniz hiç susmasın,saygılarımla