b u ğ uyatağımda c y i m ağlıyorum üzerime gözyaşlarım yağıyor gökkuşağım sırılsıklam tepelerden doğuyorsun üstüme bir sabah düşün c s i n taptaze bir ekmeğin buğusu vedasız gidişin sardı içimi üşüyorum ay dizine kadar dalgaya batıyor bir ney feryadına emanet düşlerimle hepinizi erken yitişlerin isyanına boyuyorum sözcüklerim boynu bükük yüzüme bakıyor ben arkadaşımın intihar muzafferi gözlerine büyüyor yaşamın son saniyesine iliştirdiği bakışları yutuyor denizleri batıyor kağıttan gemilerim elini tutuyorum onbeş yaşında bir mayısta biz kavak yellerini kovalarken yerden kaldırıp babamızın emeğini öperek başına koyan çocuğun gözleri sen bakıyor sonra çocuğun gözlerinden ben akıyor ağlıyorum üzerime gözyaşlarım yağıyor gökkuşağımız sırılsıklam tepelerden doğuyorsun üstümüze bir sabah düşüncesin taptaze bir ekmeğin buğusu kendini resim sanıp duvara asan memedin vedasız gidişi sardı içimi üşüyorum İSTİSNA (12 Ekim 2007, Atakent) İstisnalar kaideyi bozar. (önceki şiir: “tahrifat”) M e h m e t A k k u ş’ a . . . |