Okuduğunuz şiir 29.2.2012 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Sevdadan Öl/ü Düş'en
karanlık hecelerle düşüyor aklıma unuttuğum o gravür! bıraksın diyorum artık ellerimi cehennem oligarşi cümleleri bir bir kurşuna dizmedim mi neden hâlâ heybemde eski zaman öksürmeleri neden tüm çerçeveler hâlâ senli nefesine leblebi tozu kaçmış çocuk heyecanı kimin adını sayıklar nefsimden kalan buğz giyimli izler!
isyanın damarlarımda âşina patinajlar voltalarken ezberlenmiş formül gibi bakışların ağır depresif eşitsizlik sentezi gibi ne olur bakma bana öyle temyizi, hasıraltı melankoli kusar imlerle o bir zamanlardı, ömrüm diyordum adına şimdi önlenemez bir ötenazi kumpası yakamda dolanıyorum dünlerin kalın bileklerinde örse yatan demir gibi şakalaşıyorum zamanla yaşamak, öldürürmüş rahvan adımlarla bilerek! biliyorum faydasız y a ş ı m ilerliyor giderek!
aborjin ritüellerine sığınıyorum şimdi daha iyi anlıyorum yapraksız ağaç türkülerini saçlarından yakamoz gürültüsü kesilen denizleri ikindi vakti bitiyor gün yalaz rüzgârların uğrak yeri içim dilim korunaksız limanlara gebe sarıyorum kendimi mutlak inançlara uykularım metamorfoz birikintilere defin nüktesiz cümleler gibi ifadem eksik giderek tükeniyor içimdeki Guevera eğilim ne yana dönsem muğlak ne yana baksam kendim değilim...
üşüyorum demir soğukluğuyla zan altı hücrelerde zamanı zincirli bir hiyeroglif gibi ve biliyorum, haykırmam sadece kendime sentaksı yalancı cümleler doğruluyor şaşkınlığımı bilirim; ne zaman tapansız kehanetlerin ucuzluğuna serersem kendimi ya da durduk yere tepinirse içimde Mona Roza ayetleri müridi kalmamış bir din gibiyimdir pusulası, kıblesini kaybetmiş aşk ininde yalnız...
hani sarılmaz bir hışımla sırtına telaşlı bir sancıdan sebep olmasa, fırtına nasıl tek başına sallanmaktan haz almaz bir salıncak öznesi kayıp şiir gibidir yarım kalan dudak!..
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sevdadan Öl/ü Düş'en şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sevdadan Öl/ü Düş'en şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
kedilere bişey olmaz her türlü yollarını bulurlar her insanın bi arabası var her kediye ıkı araba mtru düşbiliyor))) ısınmak amaçlı... asıl köpeklere üzülüyorum ben sığamıyorlar biyere neyse hüzünlenmeyelim şimdi... havalar ısınınca tüm canlılar mutlanır umuyorum... tas tas su koyarız bu sefer kapılara)))
Ben de en çok kedilere üzülüyorum. Ne çok kedi var, ıscağı bekleyen, kim bilir kaç tanesi soğuktan donup ölecek. Zavallılar ya. Bi de mart ayında zor işleri ha :))))))))))
bak hele insan şair olunca ne betimlemeler dizebiliyor :) öyle fırıncı kedisi gibi acındırmayın kendinize yazın da eskimo-kutup duaları edersiniz siz :)
ah okul dönüşlerii felaket felaket izmir boyle değil normalde özellikle hafta sonları hep ılıktı ama bu yıl malesef küresel ısınma küüresel donma olaylarına esir düştü izmircan...bu ay bıttı önumuzdeki ay geçince bişicik kalmıcak)))
Sevgili Serhat Bey, şiir hakkındaki yorumumu biliyorsunuz. İçindeki imgeler çok lezzetli ve doyurucu. Şiir sonuna kadar insanı sürüklüyor, insan şiir bitmesin istiyor!
çok güzeldi öyle bir kaptırmışım şiire kendimi betimlerin rüyasında hiç bitmesin istedim adam gibi şiirdi,her sözcük itinayla harmanlanmıştı bana da kutlamak düştü gönül dostunu,sevgilerimle...
öznesi kayıp şiir ve yarım dudak... dudaklar sahiplenir oysa tam olabilmek için...okuması tekrar isteyen ve güne düşmeye yakışan şiirin kıymetli şairini kutluyorum...selamlar
neden tüm çerçeveler hâlâ senli nefesine leblebi tozu kaçmış çocuk heyecanı kimin adını sayıklar nefsimden kalan buğz giyimli izler! / yaşamak, öldürürmüş rahvan adımlarla bilerek! biliyorum faydasız y a ş ı m ilerliyor giderek! / giderek tükeniyor içimdeki Guevera eğilim ne yana dönsem muğlak ne yana baksam kendim değilim... / üşüyorum demir soğukluğuyla zan altı hücrelerde zamanı zincirli bir hiyeroglif gibi ve biliyorum, haykırmam sadece kendime sentaksı yalancı cümleler doğruluyor şaşkınlığımı bilirim; / ne zaman tapansız kehanetlerin ucuzluğuna serersem kendimi ya da durduk yere tepinirse içimde Mona Roza ayetleri müridi kalmamış bir din gibiyimdir pusulası, kıblesini kaybetmiş /
Şiiriniz bu dizelerinde hep bir Nazım arayışı ve Bağlantı notalarına baktığımda da buluşu mevcut :)
Kendi kendime sorular sormaya başlıyorum yine,
ne zaman tapansız kehanetlerin ucuzluğuna serersem kendimi ya da durduk yere tepinirse içimde Mona Roza ayetleri müridi kalmamış bir din gibiyimdir pusulası, kıblesini kaybetmiş ,,, bu dizelerinizde müridi kalmamış bir din ( yalnız kalmış veya bırakılmış bir inanç ) olarak algıladım ki pusulası , kıblesini kaybetmiş ( yönünü kaybeden,inancını yitiren kişi ) bu cümlelerden şu sonucu çıkardım : inancını yitirmiş, kendine inanancı kalmamış ama inanmak isteyen…
sonuçta burayı aldığımda olası sonuçların dışında tek gerçek sonucun sürüklenme olduğu kanaatine vardım. Aslında ayet kelimesinin şiir olarak algılanması gerektiğinin bilincinde olan bir okur olarak Mona Rozanın da baştan çıkaran kadınsı kelimeler olarak kullanıldığını söyleyebilirim
Şiirselliğin başlı başına bir gizem olduğunu ifade edersek İncelediğim bu kısmın oldukça orijinal olduğunu şahsım adına ifade edebilirim.
Konu noktasına gelmek istiyorum üstte ki bu üretkenliği gördükten sonra
Şiirsel ifadelerinizin yer aldığı altta ki şu iki kısmın biraz sönük kaldığını söylemek istiyorum.
neden tüm çerçeveler hâlâ senli nefesine leblebi tozu kaçmış çocuk heyecanı kimin adını sayıklar nefsimden kalan buğz giyimli izler! / yaşamak, öldürürmüş rahvan adımlarla bilerek! biliyorum faydasız y a ş ı m ilerliyor giderek!
…
Parçalayarak incelediğimizde doğal olarak bu tablonun tüm şiirlerin %90 ında karşımıza çıkacağının bilinmesi gerekiyor
Konuya bağlılık fazlasıyla yeterli Şiir severlere okutma biçimi üst düzeyde Ve akıcılık zaten kafiye örgüsüyle yeteri kadar sağlanmış
Final dörtlüğünüzde ise Tabi ki siz … şiirinizi aslında -aşk ininde yalnız-cümlesiyle bitirmişsiniz Bana göre kişisel fikrim şiir okuyucunun en beklemediği noktada bitirilmeli Yani gizem bırakılmalı sonunda özellikle bu tarz bir oluşumla yansıyorsa sayfa okuyucuya Şairimizde bunu özellikle vurgulayarak şiirin hız ve hareketine uyumlu ama tamamen Kendisini anlatmayarak ( şaşırtma biçimi ) farklı bir üslupla Yine kendisine dönük bir sonla şiirine noktayı koymuştur. ,,, hani sarılmaz bir hışımla sırtına telaşlı bir sancıdan sebep olmasa, fırtına nasıl tek başına sallanmaktan haz almaz bir salıncak ( bu üç cümle ile) öznesi kayıp şiir gibidir yarım kalan dudak!.. ( bu iki cümlenin bir araya gelmesi bence güneş ile ayın aynı gün içinde gözlere görünmesi kadar özel )
şiirinizin tümünü incelediğimde aklımda kalacak kısım hem örgüsel hem ifadesel biçimdeki zenginliği açısından Mona Rozalı ayetlerin bulunduğu kısımla bu final dizelerinizdir.
Sonuçta okuru bir fırtınanın ortasında bırakmak bir şair için başarıdır Ve bahsettiğim bu dizelerde başarı fazlasıyla mevcuttur.
Şairimizin şiirle ilgili olarak oturmuş bir tarzı olduğunu ve şiirlerindeki Çıtanın yüksekliğinin sürekliliğini takip eden bir okuyucu olarak Sizi ve sizin gibi değerli ustalarımızdan şiir adına geç arkadaşlarımızın haz alarak İlerlemeleri ve sanata edebi anlamda ebedi değerler katmaları benim beklentimdir.
Bu yüzden bu tarz üst düzey şiirleri gün içinde ortalama dörtyüz şiir içinden ayıklayarak güne taşıyan seçki kuruluna ayrıca teşekkür ederim.
İncelememin yetersizliğinin ise kusuruna bakmayın bizimkisi akan bir nehre avuçlarımızı uzatıp birkaç damla su almak Su berrak mı değil mi buna avuçlarımızdaki ıslaklık değil nehir karar verecek…
Tekrardan tebrik ederim Saygılarım ve selamlarımla…
Kuzen tarafından 3/1/2012 2:19:09 AM zamanında düzenlenmiştir.
gerçekten bir şiir incelemesi bu gibi olmalı. ve ille de beğenmek paydalı olmak zorunda da değildir üstelik. fikrini görüşünü yere basan bir çerçevede istediği gibi dile getirir getirmeli. şiir şairinden çıktığında artık bir ''POST''tur basma çiğneme filan dinlemez.
ve sentezlerinizin gerçeklik ve doğruluk payı oldukça yüksek ki; bu da esaslı bir inceleme olduğunu resmetmiş.
hem kendim hem de şiir adına şükranlarımı sundum...
Gerek bu güzel şiirden ve gerekse yorum ve cevaplardan çok şey öğrendim. Tapan ve buğz'un anlamlarını biliyordum ama tapanın daha bir çok anlamları olduğunu öğrendim meselâ. Ve sayfada medenîce ve gerçek anlamda şiir konuşulmasını sevdim en çok. Emeği ve yüreği kutlarım. Selam ve sevgimle.
Sevgili Serhat ben sanırım ömrümce bu imgeleri tüm şiirime pay ederdim... HAyretle okudum ve birazda içim burkularak... BEn senin AŞK tariflerini seviyorum anlaşılan...
Ve seni şair, AŞK'A DAİR forumuma davet ediyorum, hemen hemen hemde...
teşekkürler sevgili Seçil biraz işlerim yoğun bu ara o nedenle pek forumlara filan giremiyorum ama o AŞKA DAİRden bir yer ayır bana :) en kısa zamanda bir kamikaze etmeliyim ona:)
Bu şairimiz imgeleri çok seviyor...hatta öyle ki fazla israf ediyor gibime geliyor...belki bu şiirden iki-üç tane şiir daha çıkabilirdi ama anlaşılan şairimizin imge kaygısı yok:))))
oldukça güzel...oldukça düşündüren bir anlatım hatta...ve açık yüreklilikle söyleyebilirim ki daha önce hiç karşılaşmadığım kelimeler de mevcut şiirde...tabi bundan şikayetçi değilim tam tersine memnunum bir şeyler daha öğreneceğim demekki...
takıldığım bir yer oldu yalnız...dilime dolanan ve telaffuz etmeye zorlandığım kısım..."nefsimden kalan buğz giyimli izler!" sanki cümle zorlanmış gibi geldi bana...
bunun dışında gayet güzel ve başarılı buldum şiiri...
'ne zaman tapansız kehanetlerin ucuzluğuna serersem kendimi' tapan; tarlaya atılan tohumu örtmek için gezdirilen, ağaçtan geniş araç, sürgü.
Önce sonrası, akış itibariyle tapansız yerine tabansız mı olacaktı acep! Ya da tapmak manasında mı kullanılıp türetilmiş? diye düşündüm... Düşüncemi paylaşmadan da geçemedim.
Saygıyla...
sera. tarafından 2/29/2012 3:11:24 PM zamanında düzenlenmiştir.
Size de çok teşekkür edeyim sevgili Sera bakar geçer değil de gerçek bir okur olduğunuz için.
tapan için bakın ne yazmış TDK
tapan Tohum ekildikten sonra tarlayı düzeltmeye yarayan yassı ağaç araç, sürgü.
tapan Duvar örerken aralara konulan ağaç, hatıl.
tapan Hayvanlara kurulan tuzak.
tapan Parça : Bir tapan ekmek.
tapan Demir bel. Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü tapan Kötü (renk için) : Tapan kilimi bana ver.
tapan Testi.
tapan Değirmeni ayarlamaya yarayan çarkın altındaki tahta bölüm. Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü tapan Tarlalarda toprak altında yetişen, yumru biçiminde, kara, yenilebilen bir çeşit bitki.
tapan Çevresi taş ve ağaçlarla çevrilmiş ağıl.
tapan Basılmaktan sertleşmiş yol, toprak, kar.
tapan Köşe yastığı.
tapan Tohum ekildikten sonra toprağı düzeltmeye yarayan ağaç sürgü.
tapan Eşik.
ve daha da var birkaç tane ...
bizim memleketimizde hâlâ güncel dilde kullanılır bu kelime. hem eski sedirlerin yastığına denir hem de eşik olarak kullanılır.
en azından bu bilgilerimi tazeletmiş olmanız bile kazançtır bence ...
"Birazdan dokunsan,ağlıycak gibiyim.","y a ş ı m ilerliyor giderek","giderek tükeniyor içimdeki Guevera eğilim",ne yana dönsem muğlak, ne yana baksam kendim değilim"...Çok güzel imgelerle süslü dizelerden geçtim.Keyifliydi böylesini okumak...Tebrikler yüreğinize...
herkes herşeyi demiş, bana diyecek birşey kalmamış ki...
bu tatil günleri yüzünden hep böyle güzellikleri kaçırmaya mahkumum ben :)
birçok yere takıldım okurken, sevdim... fazlaca...
bu yüzden o yerlere daha çok gelip-gideceğim sanırım...
kutlarım Serhat bey...
dostça :)...