KRONİK SIZI (I)Koçero ziyaret duvarlarına yapıştırdığım taşım! Çamur yağmurlarını şemsiyesiz karşılamışım Ben o kahpe pusularda geceyi yâr saymışım her yanım yanık izi/her yanım yalım yalım Yittiğinde hasretini yarama tuz saymışım Hasretin mi büyüdü Belim neden büküldü? Ben bu kirli sahnede başrolü kapamadım repliğimi unuttum/dümeni kavramadım bir çocuk saflığıyla sadece seyre daldım ne oynayabildim/ ne oyuna kandım... Göğsümün gerçeği Koçero göğsümün dikenli çeperi çatlıyor usul usul... Koçero gelmeyecek yarınım! Hayalleri Munzur’a salalı çok oldu Koçero rahmine cemre düşmeyen toprakların kimliksiz sürgünüyüm ben... şimdi Düzgün dağında ayaza karşı direniyor yüreğim... bağrıma basabilseydim seni böyle meftun düşmeyecektim rotasız yollara... Koçero adıma değmiyor adın! Mevsimsiz doğan güneşim Koçero... mevsimsiz göğsüme sızan... her gün doğumu gözükme gözüme Koçero! söküp atacağım yerinden! beni böyle gözlerimden vurma!... Koçero burnumda tüter kokun! Ellerimin yanığı Koçero... ellerimin titreten yanığı... sızlıyor usul usul... Koçero süngüsü düşmüş siperim! |
yatağını bu nehir
durulup dinginleşecek
birgün elbet bu nehir
ve çocuklar oynaşacak mutlu çocuklar
anacan sularında bu mutlu nehrin!''
h.h
değerli şiir...