Yolda Kalan Bir Düşün Sayıklaması / M.Mustafa USLU
[Diclenin Sesi Olan Sesedir]
Yazın dibinde bir gün bedeninde yarım yaşamak kükreyişler kavgalar getirmişti bir adam.. tarlasında talan dünyanın mavi kalan yüzünden güneş kaçkını çocuklarla günü aydınlardan umarsız göçebesi gibiydik.. düşlerimizi yola vurmadan merhabalarla mı yayılıyordu uğurlanmalara ne kentlerin bütün köprüleriyle kanıyorduk sokaklarına oysa ağıtlarımızla selamlanırdık.. yürek sunaklarımızdan kendi benliğindeydi soluksuzdu gecelerimiz kara tüneller ortasında yüklenmiştik gölgelerimizi sislerin ustasıymışçasına elleriyle katran bulaşığıydı adam; dağların ayaklarından söz ediyordu, ayaklarımızın üstündeki dağlardan! Ben yokum mesela sen varsan; işte benim dışım diyordu fısıldayarak çiçeklerdir.. mutluluğun ayak izlerinden kalan boy aynasından uçarı sevdaların koparken delişmen ölümlerin akşamları düşlerimize iniyordu adam.. aynaların ardından; bıyıksız burkulmuş ziyadesiyle ayrılıklara türküler uzatıyordu karanfil açarmışçasına onurlu oysa, yalatmalıydık nefeslerimizi koparıp aynanın sırrından: ölü yıkayıcılar, sırıtıyordu musalla taşlarında mum alevinde eriyendi, mührümüzdü bedenimiz maskelerimizin yanığıyla yüzünü buruşturuyordu adam ilk gelmesini istediği suretlerimizi.. bulamıyorduk çıkınından! Yazgılarında uğuldayan bütün inanlara iyilikler adına bir sövgü yaktığımızda mushaflara budala aşklar mühürlüyordu adam.. çoğul oynaşmaların sancısından; zamanın meskenlerini oyalarken ölüm körelmiş yüreklerle göğsümüzü yarandı kadınlar duvar örüyordu yırtık utanç hükümleri.. apış aramızdan sağalmış yaraların mahşer kapıcılarına sahte şiirler gibi ezberletmiştik adlarımızı korkar olmuştuk inandıkça suçsuz olduğumuza nöbetleşe tutulan sancıların kasıklarındaki kargılardan yağmurla birlik sığınamayacaktık hiçbir günaha miladından sonra bile kimse kaçamayacaktı adından ne uzayan ebemkuşağına ne leyleklerin babacanlığına gözler kondurulamayacaktı sevgililere.. göğün dibine dalan; ateş fışkırır sandığımız dudaklarımızlaydı adam anımsansın istediği gülümsemeleri sırtlanıp gidecekse ürküsüydük tarlamızda buğdayın, tırpan savurmanın aşklarımızdan. M.Mustafa USLU |
kuzey tarafından 10/28/2007 4:15:00 PM zamanında düzenlenmiştir.