Şeytan Isırığı / M.Mustafa USLUAl bu yarayı kanırt baba soy ağacından indiğinde baltalanmış gövdeye bak; bak, bu kabuk bağlayan ölümü, çeyizinden çıkarırdı annem; bunda bir yol derdim var.. bak apansız yarılıyor yer yüzünün bir yeri geçemiyorum kardeşi olduğumuz kut yücelikten bu çağ bir ağaç gibi özenli büyütmüyor çocukları.. düzenli dünyalarla bir uzamıyor kökleri gövdeye.. dönüşse de bir yandan: ağıt yakılası saraylar veriliyorsa bana rahmin duvarlarına tosluyor oğulları şehvetin bel verirken mührüme.. kıs kıs gülüyor yaşlı karınca kuşdili bilmez dağlardan karanlık mağaralara eriyor ömrüm ateşi anmasam olmuyor eski bir sandıkla yitirilmiş kanıyor ölüm -ateşi ansam olmuyor; eski bir sandığa çivilenmiş kanıyor yitmiş ölüm- peki, bizi nereye götürecekti kapılar baba.. gidiyor bir hanımelinin bahara yaslanan kokusuna inat eşleşmesi dünyaya verdiğim rahatsızlıktan öteye bağışlayın, der gibi ulan, demişim; ölmedim, dağının soluğu işledi ciğerime şeytan ısırığı akbabalarının leşi kaldı elimde peki, şeytan ısırığı bir düş müyüm şimdi M.Mustafa USLU |