El Cebbar
Dilediği her şeyi, kullarına zorlayan,
Ona karşı koyacak, hiçbir gücü koymayan. Onun her muradından, hiçbir şey kurtulamaz, Ona cebir edemez, ortak, eşi olamaz. Her şeyi ıslah eden, onun kudret sıfatı, Vasıta olmaksızın, emreder itaatı. Vehimlerin hiç biri, katına yükselemez, Hiçbir idrak Zat’ının, sırlarını bilemez. Cebir iki türlüdür, arazidir, zatidir, Azametle bezenen, zati cebir katidir. Bunda da iki yön var, gayba ve mutlaklığa, Böylece isimlenir, “Azamet” olmak lığa. Diğeri halka dönük, Vecihi (yüze bakan) Buna da “Ulûhiyet” denilmektedir her an. Azamet; hüviyetle, Ulûhiyet arası, Ulûhiyet; Azamet, yaratıklar arası, Akılların üstünde, gizem dolu berzahtır, Hükümranlığı Hak’ta, bir âlemi ervahtır. Bütün yaratıkların, yaratıklara cebri, Zemmedilen, övülen, “arızi” olan cebri. İhsan cebri övülür, zorbalık zemmedilir, Aradaki bu farkı, arif olanlar bilir. Zorlanan; görünürde, cebri kabul etse de, Gönlü razı değildir, zayıftır bu cephede. İhsan cebri; zahir ve batına tesir eder, Güzellikler; bu yolu, benimseyene gider. 21.09.2011…Mustafa Yaralı |
Aradaki bu farkı, arif olanlar bilir.
Zorlanan; görünürde, cebri kabul etse de,
Gönlü razı değildir, zayıftır bu cephede.
İhsan cebri; zahir ve batına tesir eder,
Güzellikler; bu yolu, benimseyene gider.
çok güzel anlatımdı dizeler saygılar benden herdaim