BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 9
Ahmet İsvan
1 mayıs 1977’de taksim meydanında kürsünün hemen yanında o korkunç olaylar sırasında kurşunla kolundan yaralanmıştı sosyal demokratlardandı ve adam gibi adamdı. biraz sonra sekreter Müslüm dedeyi çağırdı başkanımız toplantıda uzun sürebilir sen şimdi git amca başka bir günde gel belki o zaman seninle görüşebilir. kızım, dedi Müslüm dede ben bu yaşımda düşmüşüm zaten buralara ne yol bilirim ne iz bir daha buralara gelemem beklerim burada ne kadar derseniz varsın toplantısı olsun zararı yok hem benim içecek suyum da vaktim de çok sekreter kız sesini yükseltti amca lütfen çıkar mısın, dedi. Müslüm dede, çok üzüldü sekreterin bu çıkışına eski günleri muhtarlık zamanları geldi aklına ve diklenerek sekreterin bakışına bana bak, dedi sen kimi nerden kovuyorsun benim gibi yaşlı bir adama bu memlekete yıllarca hizmet etmiş dedene böyle bağırıp çağırma hakkını nerden alıyorsun? ve Müslüm dede makama açılan kapının önünde çöküverdi yere. işte burada bekleyeceğim ve başkanla da görüşeceğim. sekreter kız telefonla zabıtayı çağırdı az sonra iki zabıta eri gelip Müslüm dedeyi yaka paça yerinden kaldırdı. gürültüyü duyan Ahmet İsvan kapıya geldi yaşlı müslüm dedeyi iki zabıtanın kolları arasında görünce ne yapıyorsunuz evladım, dedi. bırakın, bırakın bey efendiyi. yanlarına gelerek elini Müslüm dedenin omzuna koydu hayrola amca, derdin nedir, diye sordu. su, su istiyoruz, hay allah, kızım amcamıza bir bardak su getirin bakalım gel amca, şöyle geç de seninle biraz konuşalım. kimsin, nesin, niçin geldin buraya? Müslüm dede, hemen girdi araya sayın başkanım, bizim gençlerden duyarım seni çok muhterem birisin fakirin dostu ezilenin yanındasın koskoca istanbul’u yönetirsin ama kusura bakma da başkanım Kerbela’yı bilmezsin, görmezsin. Ahmet İsvan, gülümsedi Müslüm dedeye. amaca, sen nerelisin, hangi Kerbela hangi gençlerden söz edersin, dedi. bizim mahalle 1 mayıs mahallesi susuzluk kavuruyor herkesi biz de bu memleketin vatandaşıyız biz de Cumhuriyet’ten biz de Atatürk’ten yanayız toplanmışız ordan buradan gelip dolmuşuz oraya herkes aşının herkes işinin herkes geçiminin kavgasında açlığa dayanırız da susuzluğa asla bir çare bulun parmak basın bu yaraya. analdım, dedi Ahmet İsvan getirilen bir bardak suyu ikram etti sonra da bak, amcacığım, dedi 1 mayıs mahallesinin resmiyette bir adı bile yok üstelik orası kadıköy belediyesi sınırları içinde yani size suyu Kadıköy Belediyesi vermeli ama bilmiyorum ki ne demeli ben daha önce gençlere söz vermiştim doğrusu bu kadar zaman Kadıköy Belediyesi’ni beklemiştim ama sen tasalanma amcacığım orası Kerbela olmayacak sana söz veriyorum yakında sularınız akacak hemen bugün talimat vereceğim yarın bir ekibimi oraya göndereceğim ama bu işler bu kadar kolay değil mahallenizin henüz bir imar planı bile yok bu yüzden de şimdilik mahallenin birkaç yerinde ortak çeşmeleriniz olacak su ihtiyacınız bu çeşmelerden karşılanacak imar planı yapılınca da sularınız evlerinize bağlanacak. tamam mı amcacığım başka bir isteğin var mı? dedi gülümseyerek. öyle bir hayırlı haber verdin ki bana ömür boyu minnettarım sana allah başarılarını daim etsin ve başımızdan eksik etmesin yalnız bir mesele daha var… nedir amca, dedi Ahmet İsvan ben şimdi 1 mayıs mahallesi’ne gideceğim ama yolu bilmiyorum torunum tarif etti ama kaybolmaktan korkuyorum uzak değilse eğer birini katsanız yanıma diyorum. hiç merak etme amca, oraya kadar bıraktırırım seni ve zabıta memurunu çağırıp amcamızı 1 mayıs mahallesi’ne bırakın, dedi. Müslüm dede arabada iki zabıta memuru yanında belediye arabasıyla mahallede görününce herkes şaşırıp kaldı. Müslüm dede komite binasının önünde arabadan indi hızla içeriye girip oradakilere yarın gelip mahalle çeşmelerini yapacaklar, dedi. gençler anlayıp dinledikten sonra sevinçten mutluluktan gururla Müslüm dedeye sarılıp tebrik ettiler. Balcı’nın oğlu Seyit babasına söz vermişti biliyordu lisenin bu son sınıfını çok çalışıp başarmak istiyordu bunun için de dernekten biraz uzaklaşmak ve Üniversite sınavına hazırlanmak için eve kapandı ama yine de her gün her şehirde her köyde her mahallede yaşananlara öldürülen canlara katledilen yoldaşlara kayıtsız kalmadı yoldaşları kendisini çağırmadan daha üzerine düşen görevi yapmak için oradaydı. Daha bir hafta önce Ankara’nın göbeğinde ülkücü faşistler bir öğrenci evine baskın vermiş yedi genç insanı öldürmüştü ve birileri ve birilerinin kanlı elleri bu kargaşa bitmesin diye şimdi de mezhep savaşını başlattılar ve Maraş’ı kana buladılar bunun için de 1 Mayıs mahallesinde Maraş olaylarını kınama yürüyüşü vardı Malatlyalı Esma bu yürüyüşe balcı’nın oğlu Seyit’i de çağırdı Orada yürüyüş başlamadan önce Seyit. Müslüm dedenin yanına uğradı ama onu evde bulamadı kapı açıktı ve kimseler yoktu Seyit, heyecanlanıp korktu sağa sola koştururken Müslüm dedeyi evin arkasındaki yamaçta bir taşın üzerinde otururken buldu dede, Kapının önünde neden oturmuyorsun dedi Merak etme, dikkat ediyorum kapının önünde oturunca sıkılıyorum oradan bir yer görünmüyor gel bak buraya buradan şu tepeyi seyrediyorum köydeki kadar güzel olmasa da tepe diye seviyorum ben sıkıldım artık be oğul kulağım çeşmelerden gelecek su sesinde ama akmıyor memleketi özledim, boş ver diyorum ama aklımdan çıkmıyor bu bizim kaderimiz mi be oğul her yerden kovulduk ezilen biz hor görülen biz çile çeken biz öldürülen yine biziz baksana Maraş’a neler etmişler bizimkilerden onlarcasını öldürmüşler dayanacak gücüm yok atık ne yurtsuzluğa ne de bu Kerbela’daki susuzluğa sular akacak diyorlar bunun için de muslukları açık tutuyorlar ama ne gelen var ne giden… DEVAM EDECEK... |