SÜRÜNGENE DÖNÜŞMÜŞ BİR HAYALKutup çizgisinde büyüdü yollar Kâinatın yamaçlarında yuvarlanırken okudu gözlerimi gülüşün Pusuya yattı hüzünler masalı Ödünç hayat bakkalında takipçisi oldu izlerin Kaç tekil hayatım oldu bilmem Boğazımda sayıklayıp, yırtarken sevişmelerim kendimi her daim yaraladım Cezalıyım sözcük kusan dudaklarımdan, yalan olan çocukluğumdan Çatlarken ihanet sızar günbegün uyuttuğum anılarımda Bir meyhane kokusunda gizledim terk ettiğim kitaplarımı. Yonttum dumanımı sonsuz gidişatımda Aşk densiz bir gemicinin gözlerini okşarken kıyıda oturup ağladım güpegündüz Eşsiz bir dünyanın kapılarını aralayarak seyrediyorum şimdi kendimi Hüzün kol geziyorken omuzlarımda Serkeş yürüyüşler peydahlıyorum umutlarıma Koşuyor atlılar kaybolduğum bulvarda Deforme kaygılarım doluyor nehrime Su susuz geçiriyor kara parçalarını Uykumda tıraşlanmış bir masalla. Tokalaşıyorum yanı başımla gerçek çıkmazda beklerken Yaşamın bodrum katına inip, sarhoş oluyorum toz toprak içinde. Sürüngene dönüşmüş bir hayal gibi. Koynumdaki şiir, dudaklarına soytarı bulaştırmış Yüzünde, kıvranan alkolik bir şairden kaçarken tökezliyor ayakların prangalanmış gibi Anlamsız, manasız hikâyeler uyduruyorum zamansız karşı çıkışlarımla Işığın aksak parıltısında renkleniyor susuşlar Kaygısız yıllar oluşturuyor içindeki cinayeti Sefil bir sevdanın başkaldırışı gibi izlerdin gözlerimdeki seni. Uyutulmuş görüntüler bulurdun yanaklarımda Kuşku yoktu gözlerimde Sen sarhoş edasıyla gezinirken anlımda Düşerdin balçıklara Bata çıka savaşırdın kendinle Dert kaçkını yüreğini dağlayarak. ÖMER ARDALI 06 ŞUBAT 2012 |