Sevdanla, sevginle sardın kuşattın,
Ömür boyu böyle derdin olalım,
Aşkın ateşinde acı yaşattın,
Kırdın, firkat ile vurdun belâlım.

Aşk rüzgârı olup estin havaya,
Gittin soluğunu kestin yuvaya,
Acıları kattın, bastın devaya,
Ne aradın, ne de sordun belâlım.

Razıyım ki çıksa sesin buz gibi,
Dilin acı biber gibi, tuz gibi,
Yaprağını döküp gittin güz gibi,
Gazel ettin, dürdün burdun belâlım.

Dört mevsime endeksledin kışımı,
Dert yağdırdın karla sardın başımı,
Kurutmadın bir gün olsun yaşımı,
Yüreğime soba kurdun belâlım?

Ettiklerin öyle gitti gücüme,
Kaç kez dedim, daha koymam içime,
Hemen döndün yine eski biçime,
Her gün beni böyle yordun belâlım.

Hiç görmedim bıraktığın iz gibi,
Delip geçen yüreğimi cız gibi,
Çıkıp gelsen o güzelim kız gibi,
Karşımda hep öyle durdun belâlım.