KRONİK SIZIKoçero suskunluğumun vaveylası! Başı boş sızıları gecelere salmıştım Ben o katran kederi yokluğuna saymıştım Bir yanım kar soğuğu/ bir yanım alev topu Gittiğinde arkandan düşüm düşer sanmıştım Saçlarım mı uzadı Yolların mı ıradı ? Ben bu mevsime adını koyamadım Koçero zemheriyi geçip/newroza varamadım... karları delip ışığına selam duramadım... anlatamadım/anlayamadım... Dilimin kesiği Koçero... dilimin zehiri... azaltıyor beni usul usul... Koçero yaramın tutmayan kabuğu! İplik küpelerimi kestiler Koçero... beni erken büyüttüler.. çaput bebeklerimin gözlerini oydular... seni yollara/beni kedere pay ettiler... tükettiler Koçero/mavimi tükettiler... Koçero yitip giden çocukluğum! Yüreğimin pür-i pakı Koçero... gözlerimin akı... düşürdüm mü gözlerini ellerimden... ellerim ki fer yanığı... Kıyı kentlerin sürgün esmeri Koçero kirli sokaklar sindiremez seni içine göğsüme daya çocuk başını sağalsın seni böyle naçar bırakan yara... Koçero sılamın toprak kokusu! Bizim umutlarımız körpedir Koçero kavgamız deli fişek... uzat ellerini yanmış avuçlarıma büyüme Koçero! sakın büyüme! sevda direniştir bir yerde... İçimin sancısı Koçero... içimin sızlayan sancısı... kanıyor usul usul... Bütün ak sayfaları rüzgâra savurmuştum Beli kırık düşleri tam alnından vurmuştum Her fecr vakti yaramı kapında kurutmuştum Ben bu kahpe şehirde kendimi unutmuştum Dizlerim mi kanadı Bakışların çatladı? Koçero gözyaşlarım sulasın çatlamış yüreğini! ... |
Bir deli sevdadır Koçero
Bir duruşun
Vakarlı bir başkaldırışın adı
Yenilse de eğilmeden kırılışın adı…
"koçero bir dağ çekirgesinin gecede irkilmesidir
bir belirsiz karanlıktan
bir belirsiz karanlığa
irkilip uçmasıdır
bir dağ çekirgesinin
bir kurdun kaçmasıdır kendi karaltısından
yamaçtan bir taşın yuvarlanması
bir pınarın durup durup akması
bir çift gözün karanlığa bakması
şimşeklerin uzak uzak çakmasıdır dağlarda
bir mavzerin yanlışlıkla patlamasıdır
bir geyiktir koçero"
Anadoluda Pir Sultan
Dağlarda Köroğlu
Meydanlarda Dadaloğludur Koçero…
Binlerce yıllık bir Sevdanın sazıdır / sözüdür.…
Hani der ya Hasan Hüseyin Korkmazgil dizelerinde:
durur dimdik
bakar dimdik
bakar barışlı
bir güvercin pır pır eder ucunda namlusunun
"tutam yar elinden tutam
çıkam dağlara dağlara!"
koçero hep
durur orda
dağlarda
…
bir elinde kanlı mendil
bir elinde kara mavzer
kimse bilmez nerde nasıl
taptaze bir
sımsıcak bir
gencecik bir ölüdür o
bir selamdır sımsıcak
varamamış dostuna
varamamış koçero
"leb-i derya" şu saltanat
şu konaklar şu saraylar şu köşkler
bu bereket bu bolluk
bu çılgınca hovardalık
gocunmayın güzel beyler
hanımlar
alınıp incinmeyin!
…
bulacak bir gün elbet
yatağını bu nehir
durulup dinginleşecek
birgün elbet bu nehir
ve çocuklar oynaşacak mutlu çocuklar
anacan sularında bu mutlu nehrin!
…
bir dağlaşmış yalnızlıktır koçero
mavzerleşmiş bir haksizlik
yanıtsız bir dilekçe!
ben türkçe anlatamam
o kürtçe anlatamaz
farsça çıkmaz doruklara!
gocunmayın güzel beyler
hanımlar
kan bulaşır ellerime
ben anlatamam!"
…
"ferman padişahın dağlar bizimdir"
istanbullu inanır ki
boğazda kaşalottur
ankaralı sanır ki
temele dinamittir
izmirlinin düşlerinde
şaşkın köpek balığı
antalyalı her gece
gergedan görur düşünde
erzurum'da kol başıdır
erzincan'da deli daylak
pir sultan yoldaşıdır sivas'ta
bir "kılıcı kanlı" van'da
mardin'de bir
gözükanlı kaçakçı
ah koçero
vah koçero
koçero eyvah!
Eyvallah :)
Güzel şiir şair.
Var olasın / saygılarımla…