Tarihler eksik yazılıydı
Tarihler eksik yazılıydı
takvimler yanlıştı bütün saniyelerini izledim bir küçücük günün Bir avuç öfkeydi akrebinki yel kafa bir aşıktı yel kovan sonra yollar uzadı akrep kendine denedi en tatlı ecelini yanlıştı takvimler bunu az önce söylemiştim ben kimsesizdim, kimseler bensizdi Yüzyıllarım, böyle geçti Yalnız-mışım, rüyalarım bıraktı ellerimi Bisikletim uyudu, yoruldu. Ben zamanın neresindeydim? kubbelerinde miydim, ezanlarla bezeli taşlarında mıydım, battıkça toprağa ağırlaşmış başlarında mezarların hafif yan yatmış yüzlerinde kuran yazısı ve ebcedli dizelerde onca eski ve ama eskiliğiyle görkemli. Ben zamanın neresindeydim? bunu kimse bilmedi ben bilmedim belki bir ince çizgisindeydim ellerinin haftalar tamam oluyordu otuzları geçiyordu yaşım artık bu kadardı olup olacağı. Ben zamanın neresindeydim? İşporta tezgahlarında küfürlerle dolu konuşmalarında pazarcıların kavgalarında, birbirlerine vahşi ve yaban sataşmalarında bazen önlerinden geçip giderken bir kadın kalan kokusunda, dalıp giden bakışlarında süslü ve çabuk ve olmayacak sarılmalarında o kadına. İçinde değildim zamanın teninde birden fazla ben vardı sende bir bakış vardı o bakışta bir dize vardı bir söz vardı sende aklım onlardaydı, anlatım çoktu dinleyenim yoktu, bir yanılgıydı zorluydu inandıramıyordum kimseyi inanmak, inandırmaktan çok zordu… |
Bence geçici tarafı da var.
Gizli isyankar duygu kokularına bezenmiş dizeler..
Herşeyin gönlünce olması dileğiyle dost kalem..
Saygılarımla