AYKIRI
Durma,
kaydır gözlerini okuma, bırak bu şiiri. Küseceksin sözcüklerin nemlenecek. Cümlelere gelen sonbahardan kokunu seçeceğim. Kime anlatsam inananım olmayacak biriyle kendimi yeniden “biz”lediğime sana da inanmayacak hiç kimse. Kaydır gözlerini, ucu yemli bir iğne damaklarını kaşıyacak yoksa tuzun sonsuzlaştığı bir damla göz yaşımda. Diş diş parçalayacak aklını gözlerine sığdırdığım sözler. Kurduğunu sandığın ne varsa devrilip yıkılacak. Güneş, işte her gün gördüğüne inandığın güneş acıtacak gözlerini renklerini kesecek sana ait olmayan tek bir sözcük girmeyecek bu şiire devam et ortaçağ milleri ısınacak gözlerine mecazdı çünkü bütün söz sanatları üç harfin evreninde ve hecelerim tek tek sızacak mutluluğuna. Artık yeni bir milat bekleyen eski takvimler durdu işte hangi günü gösteriyorsa en son, o günde. Büyüdü benim kalbim de otuzlara yürüdü gençliğimden kalktı, buralara göçtü. Eski kuşları seven Şahmeran resimlerinin döküldü simleri simler gençliğimdi. Sana dünümü vereyim bitsin bu üçüncü tekil kişi uzaklığı kendine gidebildiğin bir yolun olsun. Ben sana dünümü vereyim kalbimin ormanlarında ağaçlar yansın ulu, soylu ağaçlar. Yeter ki, en son cümlem yinelesin kendini, kendini başka türlü var etsin. Olmayacak uykularımda bilmediğim çiçeklerim açsın çiçeklerim senin olsun, küskün yanağına şaşkın dudaklarımdan bir öpüş kalsın. Ama gülümse bana o sular, benim sularım o iğne, benim iğnem bakışlarımın inceldiği bir yerinden ben yaptım kırıp gözlerimin yorgun demirinden. Bana gülümse dudakların su serpilmiş sardunya uykusu dudakların sabaha karşıları yaşlı çamların, Ladinlerin hızar korkusu. Hep bana olsun neyin olursa erkek gözlerim daha güzel, uzunca kirpiklerim canını alırcasına kıvrık olsun ben sana en uzun kirpiğimi vereyim iki parmağının arasına bir suskun fal olsun. |
SELAM VE SAYGILAR .