Hiç Olmadığımız Biz'e Dair
Yaşlanıyoruz sanırım azizem.
Sonbahardan bozma bir kış, Misafir olmuş şakaklarımıza, Alnımız biraz daha mı yakın duruyor toprağa ne? Yüzümüz gülüyor belki; Ama gözlerimizin ardında Yaşan( a)mamışlıkların buğusu. Hüzün karası torbalanmış göz altlarımıza. Dudağımız da geçmişten kalma bayat tebessüm. Suratımız lime lime edilmiş, Her vurgundan kalmış bir neşter yarası. Yaşlanıyoruz artık azizem. ’Hayallerimizin yerini anılar alır olmuş,’ Yeni gelen yıl heyecanlandırmıyor bizi. Sadece kaybettiklerimize ağlıyoruz. Penceremize konan kuş neşelendirmiyor mesela, Kanadında kırık arıyoruz. Saramıyoruz artık yaralarımızı, Hangisine yama yapsak gülüşümüzü Bir tarafı hep açık kalıyor. Sol omzumuz düşük sol ayak aksaktır hep, Ağırdır sol cebimizin yükü. Nasır tutmuştur avuçlarımız, Yitik düşlerle tutunmaya çalışırken hayata. Aynada ki geçmişimize gülümserken, Kayıp gider kirpiklerimizden zaman. Sütten ağzı yanmışlığın acısıyla, Üfleyerek tüketiriz kalan nefesimizi. Yaşıyoruz biz de elbet azizem. Sen annene tutunursun yaşam diye, Ben oğluma mesela. Sen annenin gidişine üzüleceksin Ben oğlumdan gidişime. Hep bir ukde kalacak geriye Sana,bana ve hiç olamadığımız biz’e dair, Bir kız çocuğu mesela. Mümin Hakan ALKAPTAN |