TECDÎD-İ ÎMÂN ve ŞEDDELİ AŞK
Büyükler kervanına, katılmak istiyorsan
Tecdîd-i îmân ile, şeddeli bir aşk gerek. (*) İstersen sen de dene, bu olmadan o olmaz Aşkla yanan her dile, şeddeli bir aşk gerek. Ne olursun yozlaşma, kendi benliğin koru Neden, niçin diyerek, her şeye sorma soru? Vuslat özlemi ile, Kâbe, Ravza’ya doğru Seherde esen yele, şeddeli bir aşk gerek. Yıllar yılı güdüldük, yeter olalım güden Böyle miydi bir düşün, o senin necip deden? Açtı, açacak diye, bülbülü nâlân eden Tan vakti açan güle, şeddeli bir aşk gerek. Zamanı gelmeyince, bülbül ötmez gül solmaz Ne yaparsanız yapınız, îmânsız kalpler dolmaz Papağanlar misâli, kuru kuruya olmaz Zikir çeken her kula, şeddeli bir aşk gerek. Hazırlık yap o güne, usanmadan, bıkmadan Hakk’a doğru tam yürü, sağa, sola akmadan Dizginlenmiş bir hâlde, bentlerini yıkmadan Coşup çağlayan sele, şeddeli bir aşk gerek. Orada azık farklı, kurtarır sanma kese Ne olursun tövbeni, bırakma son nefese Canlı cansız öyle ki, yaratılmış herkese Hem dosta hem de ele, şeddeli bir aşk gerek. Günü gelince gökler, olacaktır dürülen Gözlerde diken olma, gel sürme ol sürülen Sevdiğinin uğruna, yolluk gibi serilen Dosta götüren yola, şeddeli bir aşk gerek… 18/01/’12 Hanifi KARA Şedde: Arapça ve Farsça’da bir harfi çift okuma demektir. Şeddeli: Pekiştirme, altını çizerek, bastıra bastıra, daha çok önem verme anlamında kullanılr. cerr, bürran, belleme... vs. |
Sayın Hocam; çok yabancı terim kullanmak çok derin ilim sahibi olmak anlamına mı geliyor. Yani TÜRKÇE maneviyat anlatılamaz mı...
Nolur..Kendi dilimize sahip çıkalım..Dil bir milletin asli kimliğidir. Bu kimliğe sahip çıkalım.