16
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1768
Okunma
Düş önüme karanfilli ıslak gün.
Bu gölgeler, bu yüz ifadesi
Tutmasın yedi rengini gökkuşağının.
Güvercin kanadında mutlular çünkü.
Gökyüzü yeni bir nefesle uyanır her sabah.
Çiçeklerim can bulur saksılarında
Genzimde Hanımeli kokusu, düşler gülistan
Acıları toprakla sıvayıp, unutturup hüzünleri,
Yayılırlar kanadı açık penceremden.
Düşenleri toplamak ne çare mümkün değil!
Düş önüme karanfilli ıslak gün.
Hemen yarın ve hatta bu gece yarısı
Dağıtıp kaygıları kanı soğuk damlardan
Sıyrıl da gel hüzne boyanmadan ellerin
Razıyım, dudağı bükülü anılarla gel.
Bir güne sığdırılan binlerce yaşam
Eli sıkı şehrin gamlı saçaklarında gezinir
Çatlar deniz kabuğu, döker yaldızlarını kan ter içinde
Soluğu kesilir sıcak yüzlü renklerin
Ah o sesler yok mu, o sesler korosu!
Bir diriyi hayattan koparır gibi
Bir uğursuz haberi verir gibi
Dolunaya dönük ulumalarla yırtar geceyi.
Kehanetler neden gerçekleşir bilmem ki?
Kestiremez hiç kimse bir adım sonrasını.
Uzar gider yol umuda döşenen güneşi dağıta dağıta
Düş önüme başın sağken karanfilli ıslak gün
Gidelim buralardan…
Askıda kalsın vicdanı esir, dişleri dökük cemreler
Durduramaz çünkü hiçbir sisin gözyaşı gücümüzü.
Ne ulumalar, ne yanağı is kokulu türküler
Gözünün yaşına aldanmadan karayelin,
Çıkalım bu anlamsız çemberin çeperinden çarçabuk
Düş önüme karanfilli ıslak gün, karlı dağlar aşalım.
Dostluk neredeyse, neredeyse güven,
Sabır, bereket, sevgi, sadakat…
Orada kuralım otağımızı.
5.0
100% (21)