OLUR BİR DUYANKaç sırra sur olan kalın duvarlar Emdim gölgenizi bir cenin gibi Eserken içimde keskin rüzgarlar Çıkarım sabaha yine cin gibi Dudak değdirir im göğün göğsüne Emdiğim memeden daha keskindir Çocuk bu; koşar ya anne sesine İçine çektiği simsiyah kindir Ne al bilir, ne de mordan haberli Onun kisi bir oyundan ibaret Döner hanesine elleri kirli Dışardan yüklenir bir çuval nefret Gökyüzü bir ayna, güneş bir oyun Bulutlar koştukça o da yorulur Arar özlediği bir sıcak koyun Bilmez sular çalkanıp da durulur Ne bilsin kaç dağ var dağlar ardınca Bütün sorularım tükendi sanır Sorar bir gün; neden yaşadım bunca Ve anlar her duvar bir başka sınır Arzın ortasına diker bir bayrak Salındıkça o da salınsın ister Bitmeyen rüzgarlar gelir yakarak Daralır duvarlar daha bin beter Ah bir çıkabilse kendi içinden Yıkılır duvarlar, yar olur ayan Aks eder yankısı Çin’den, Maçin’den Bulunur onuda elbet bir duyan Hayrettin YAZICI |
Emdim gölgenizi bir cenin gibi
Eserken içimde keskin rüzgarlar
Çıkarım sabaha yine cin gibi
Öncelikle belirtmeliyim sayfanıza tesadüfen gezinirken girdim.
İlk şiirinizin ilk kıtasını okudum; sizin sabaha cin gibi çıkarım
dediğiniz dizedeki cin çarptı sanki beni. İkinci kıtaya uzun bir zaman
geçemedim. Sanki tanıdığım sesti bu. Hecenize ve ilhamınıza
saygı duymamak imkansız.
Bundan sonra takipçinizim, ilanen duyurulur.
Selam, saygı ve takdirlerimle...
ÇORUM