HAYAL KIRIKLIKLARI...Bazen oturursun geçmişi düşünürsün; Mutlu olduğun zamanlar gelir aklına. Tek,tek toparlarsın tarih sırasına göre, Beynin dopdolu,resimlerle bocalar... Hangisi daha önemlidir senin için? Biri diğerinin önüne geçer, Yüzünde gülücük gerginlikleri oluşur, Yüreğinin atışı artar. Yaşanmış o kadar güzellikler vardır ki; Birini diğerine tercih edemezsin. Hepsi geride kalmıştır, Avuçların bomboş,gözlerinden özlem yaşı akar... En güzelini,en mutlu olduğun anı yakalarsın, İmbat rüzgarını,yüzünde hisseder gibi serinlersin. Gözlerinden akan yaşları göremezsin, Göğsündeki ıslaklık şaşırtmaz seni. Görüntüleri seslere dönüştürürsün, Kulakların uğuldamaya başlar. Nerelerde neler söylenmişti, Hangi müzik eşliğinde,şarkı sözleriyle? Kaybettiğin önemsediğin resimler, Donar kalır gözlerinde. Tekrarı yok,benzeri de yoktur, Dalarsın uzaktaki kanat çırpan bir Martıya... Hayallerini alıp götürmüştür o an, Baka kalırsın ardından dudakların titreyerek. Uçuşur hayallerin,yırtık resimler gözlerinde, Kırıklıklar başlamıştır hayallerinde. Kabullenemezsin,içinin acısını hissedersin, Sesin çıkmaz,düşüncede sorarsın nedenini. Cevap yoktur,bulamazsın da, Koşarsın yuvarlanan topun ardından,hayallerine. Hayal kırıklıkları gerçeğin arkasındadır, Şaşırırsın,acırsın kendine. Değer verdiklerin,değerini bildiğin her şey, Kaymıştır elinden,kristal bir vazo gibi... Parça,parça olmuştur mazin,geçmişin, Kırık aynada ki görüntün gibi. Her parçasında kendini görürsün, Acırsın görüntüne,parçalanmışlığına... Hayallerin,hayal kırıklığına dönüşmüştür, Güvendiğin her şey parça,parçadır. Yalanlarla bezenmiştir hayallerin, Gerçekle yüz yüze kalırsın,gülümsersin. Hayal kırıklıklarından sonra; Yüreğinin acısı vurur yüzüne. Kırık aynada ki bir parçada, Kendini görürsün,bu anına,gülümsersin yine. Ben dersin,işte kalan ben; kalan benden başka bir şey yok dersin! Hayal kırıklıklarından başka, Benden başka, başka bir şey yok dersin! 13—03—2005 Mustafa Yılmaz |