AYAZ-I ARAFTA NİYAZİ VELKEMAL..
Tembel tembel yatağıma yöneldim,
Uzandım, kafamı koydum ki uyumuşum. Zaten; gece yarısı olmuştu, uykuya dalmaya geç kalmışım dedim. Henüz geç kalınmadığını, hatta erkenden yola çıkmamız gerektiğini söyledi; bir ses. Sesin geldiği yere döndüm, mavi bir; buhardan otobüs, ve acayip şöförü Benim için durmuş, madem bindim, Aracın sadece gaz pedalı vardı. Sordum; Freni gözlerini yumunca yapıyormuş. Hareket etti, gözlerimi kapattım; daha da hızlandı, Şöför, alaycı bir edayla gülüyordu. Garip bir tipi vardı, camdaki buğulara benzemekteydi. Derken azizim... . Tekerlekleri olmayan araçtaydık, herhalde üçbin yıllarında olmamız gerekti. Dikketle gideceği yeri okudum, kısaca ’araf’a’ diyordu. Korktum öldümmü dedim yahu ? Tam bu sırada koca bir kayanın, hatta muallakta duruyordu; Altından geçiyorduk, Göbeğinde koskoca yazılarla ’şehvet yazıyordu Üzerimize düşüyordu ki, Gözlerimi açtım. Yatak sırılsıklamdı of, uf edalarıyla elimi yüzümü yıkadım, İhtiyaç giderdim, Tekrar yatağıma girdim. Şöför yüksek sesle kahkaha atıyordu; Çok uyudun dedi bana, Nereye geldik diye sormaya kalmadım ki Araf elli kilometre yazan tabelayı okudum, aniden kayboldu kadın, Kadın mıydı tabela mı anlamadım. Dağlardan, ormanlardan geçtik. Kocaman yazı ’Sina diyordu, Çöl efendim bildiğimiz çöl. Herneyse Herifin birisi hem kumlarda sürünüyor hemde niyaz ediyordu Kulak kabarttım ’Allah ım kör et beni ’ diyordu Bizim mecnun muş, Aa adamcağızı bir ziyaret etseydik dedim ama Hala leylâsındaki mevlâsını ararmış.. Efendim; ondan sonra. Bir baktıkki ’araf hoşgeldiniz’ tabelasını gördük, Tırcılar tüfek saçmalarıyle delik deşik etmişler. Bu arada fışırdayarak araç durdu, Derken kapı açıldı, Tabii indim. Şöföre bindiğim yere kaç nolu otobüsün gittiğini sormayı ihmal etmedim, Geri dönmek için yani öyle değilmi..!!!! . Şu taş vardıya üstünde şehvet yazan, o da burdaydı, Hakimin önünde havada duruyordu. Dünya kurulalı beri onun cehenneme ateşmi, yada cennete köşk mü karar çıkmamış, Dedik ya muallakta diye, takım elbisesini giyinmişti El pence duruyordu ama bir görseniz edep adap velkemal. Sıramı beklerken, bizim zamanımızdaki tüp, benzin kuyrukları geldi aklıma Hey Allahım sabahlara kadar motosikletime benzin için sıra beklerdim. . Şimdilerde numara alınıyor Numaratöre müşteri hizmetlerine bas size bir sıra. Birileri bu teşkilatı buraya kurmalı demeye kalmadı ’Sıradaki diye anons geldi. Taşın defteri dürülmüş, yine karar çıkmamış Sümen altına atmışlar. Beni getiren otobüse bindi nasılsa ordan geçiyor diye Yerinden yönetim bu olsa gerek. . Sıra bana geldi, efendim; elektrikler gitti sistem durdu, Hadi bekle artık bu arada birisi saati sordu, Ne yapacaksın derken; az sonra arafta mesayi bitecekmiş. Haydá şimdi kaldıkmı buralarda. Neyse birazdan çoluk, çocuk uyarır, bendeniz uyanırım biter bu kabus, Diye düşünürken; Önlüklü, güzel bir hemşire sıradakilere sakinleştirici iğne yapıyordu. Uyku içinde uyku; kulağa tırmalayıcı geliyor. Al işte, ne olacak şimdi gittikce birşeyler geri dönülmez raddelere erişiyordu, O değilde çocuklar öldü zannederde, diri diri birde gömerler mazAllah, . Bön bön bakınırken seyyar migofonlu cavlak biri anons geçiyordu Niyazi bey Niyazi bey lütfen müşteri hizmetlerine geliniz, Fakat adamcağızı bulamadılar. Ha bakınız otobüsten iner inmez, boğazımıza ziyaretci yazan bir kart taktılar; Onu unuttum söylemeye Üzerinde de isimlerimiz yazıyordu, İsmim Niyazi değildi. Sonradan anladıkki cehenneme gidenlere komple Niyazi diyorlarmış. Vay anasını; şu bizim atasözü geldi aklıma, O zaman kartımdaki yazıyı okudum, aman tanrım Niyazi yazıyordu, Tamam olum Niyazi sen ufak ufak burdan tizikmen gerek dedim kendi kendime, Ceryanlar gelmeden, yoksa işin nane.... . Ama banada sakinleştirici vurmuşlardı da sanki böyle nasıl denir kal gibiydim Put gibi tam bunları düşünürken şu şöför hayalimde gözümün önüne geldi Adamı unutmak mümkün değildi Gevrek suratlı yılışık şey Küçükken ettiğimiz küfürlerden biri geldi, aklıma zor tuttum dilimi. Cebimden çıkarıp diyecektim, aman uyma şuna dedi dilim Dilim zaten dilim dilimdi tekrar dilim dilim etmeye gerek yoktu dersimi almıştım. Birden cehennemden feryatlar duyduk Cennettekilerde düğün yapıyordu davul zurna kırıla gidiyordu Işıklar geldi zannettim inanın aklım gitti. Allahtan jeneratörleride yoktu Derken gök gürledi ,şimşek çaktı Birden gözlerim açıldı. Koca bir tenis raketi öyle bir vurduki bana naralar atarak. Uçuyordum diğer sahaya vurdum havalandım tekrar bir nara bir raket bir darbe Dünya şampiyonası yapılıyordu, sarı oyuncu sayı aldı Ağzımı açamadım halbuki sahanın dışına düşmüştüm Sayı falan değildi şike vardı Servis atılıyordum tekrar raket darbesiyle karışık şrak diye şimşek çaktı . Önümde dört tane tavuk vardı Kümesin kapısını burnumla açmıştım karnım aç ev sahibi yoktu Daldım pilicin birine tam dişlerimi geçirecek iken Yine şimşek çaktı Çatır çatır ingilizce konuşuyordum amerikalı iş adamlarıyla Biznis yapıyorduk pazarlık çetindi iş hakaretlere kadar dayanmıştı Vendiys ten hamburgerler patatesler kahveler açık servisler Yazık tavuğa dalacak tilkiye şurdan bikaç birşey diye düşünürken Elektrikler geldi gözlerimi araladım Bir mağaradan zorla çıkmaya uğraşırken birden kapı ağzı genişledi Bir doktor hanım kafamdan tuttu çekti ve kıçıma bir şamar vurdular Ciyaklamamın sesini duyunca uyanıverdim O da ne...! Bir baktım alaca bir şahin üzerime pikeye dalmış pençelerini çıkarmış Allah tan mazgal demirinden içeriye daldım şükür paçayı sıyırdık Arkadaşları gördüm; haydi buyrun efendim vallahı tam on düzine fare Fare tonlarca fare Eşim olsa gerek sıçanlardan biri usulca uzandı, dudağımdan öpüverdi ıslakca Gözlerim aralandı tamam tatlım kurtuldun diyordu kırk yıllık eşim Meryem Gazi gazi diye ismimi tekerrür ederken hafifce yüzüme üflüyordu adeta sam yeliydi . Çocuklarım öylece bana bakıyorlardı. Ay efendim hastanedeydik, kalp krizi geçirmişim. İki kere kalbim durmuş . Şok vermişler, Yaşasın kalp kriziymiş Helal helal olsun sana kalp krizi.. Seni gördüğüme çok sevindim. . Sizin anlayacağınız şu niyazilikten yırtmıştım En azından şimdilik,, Olsun hayat çok güzel, Karnım tilki gibi açtı. Farenin şahinden kaçtığı gibi kaçmıştım araftan . Efendim işte böyle Buyurun üstü sumaklı mantı yiyelim. Saygılarımla.. .. |
sonuna gelince rüya dır diye düşündüm okudum okudum hikaye mi dedim vallahi bende şaşırdım hocam kalp krizi gerçekse geçmiş olsun niyazilikten yırtığınıza çok sevindim peki biz niyaziyemi oluyoruz ş,mdi onu düşünmekteyim .... söz sizin hocam ben ne diyeyim.. siz çok yaşayın rabbim uzun ömürler versin . sevgiler saygılar size en demlisinden