SIRLARIMLA BAŞ BAŞAYine devirdim başımı ceviz masanın üstüne Kıpırdamayan manolya desenli perdelere bakıp İnci parıltısında ay’ın dudakları öpüyor camları Kibrit kutusuna sığmayan yıllarımı hatırlayıp Adını anmamak için isyan etmiyorum hâşâ Kendime emanet yaşıyorum, sırlarımla baş başa… Sensizlik limoni duvarlara yaslanıp oturur benimle Kaçırdığım gözlerimde kocaman bir öfke oluverir hatırladıklarım Yanağımda izi çıkan “rotring” marka kalemin yazdıklarına minnet Hüzün iskelesi altında kopan kemiklerime kadar ağlarım Kapı gıcırtısına karışıp ıssız bir tenhaya salıvermektir bedenimi Ağzı kan dolu herkesten uzak girdaplarda sırlarımla baş başa… Soğuk parkeler toz kondurmaz duygularımın titrek haline Yoksa üşüyen bu sabırsız ayaklarım mı getirdi sokağının başına Sabahladığım ayazların içine kıvrılıp uyudum bir rüya gibi Mavzer döşeğinde sanki alnımı koyduğum taş yastığına Ancak bir bıçakla açıp okuyabilirsin romanlar misali içimi İşte böyle; yalnız, tek ve sırlarımla baş başa… TİMUR İNCE 20.12.11 |