Kuruyan baharım
Kuruyan baharım düşler denizinde
Yetim kalır yağmuru beklerken Güllerin aşina kokusu Yokluğunun gece yarısında Yarasaların çığlığıdır mavi karanlık Beni bağrına basar kanatsız kasırgalar Beş para etmez şarkılar aşka dilencidir Dağların kenarından yol gider akşamlara Sensiz kalan şehir dize gelir Kurşunlanır ayrılık çöllere gömülmeden Günaydın yalnızlık yine hoş geldin Asi terk edilişlerden ayık gittin sarhoş geldin Bir yudum gurbete mahkumdur gönül Yakınken uzak kalmış sevgili kurşundan acıdır Batar güneş avuçlarına ufuklar ağlarken kaderine Sitemkar bir veda dolaşır beyhude dilime Çalışkan yalnızlık oturur içime Çilenin kostümüdür aşk Düş önüme eşkalim vaziyet kötü Barınamayız artık kuytu gölgelerde Yanardağ yosun tutmazmış öfkelenmeden Bu hicran nağmesi tebessümlere iğteti Yanlış çalınan hüzün havasının işareti Sana mı kalmış zamansız sevdaların yanılgısı Düş ağrısı hayallerimde başlayan inilti Kuşatılmış kelimelerin dehlizinde Barınan, vadesi gelmemiş ölümüm Kanayan bir hecedir isyanı örten satırlarımda Sözümde kamçılanan yakarışım Dağlar beyaz giyinmiş bir kuğu sanki Sisler arasında gizlenmiş asırlık cenneti taşır Yüreğinin geçitlerinde hala eski bir kanamalı hasta can çekişir Uçurumlarında kavuşamayan aşıkların efsaneleri okunur Bolkar dağlarının erimeyen karlı yamaçları anlatır Bir türküde ağlayan sevda ağıtlarını Yedi göller ismini alır belki dorukların yaşlı yüzünden Hüseyin Özbay |