teşekkürler sema hanım,
kendi sitemi kuruyorum zaten. orda özgür sansürsüz yayımlayacağım şiirlerimi.
topluma karşı sorumluyum, bunun bilincindeyim...
bundan dolayı sitemin dini dili rendi etnik kökeni olmayacak...
...
ve umut varsa büyütülür, yoksa köksüz kalır insan...
şair varsa umut da vardır
aydınlık için de belki kan değil ama direnç olmak gerekir.17 milyar maaş alıyor vekilim, sanki yatak odası meclis, yatmaktan ve sövmekten başka marifeti yok.
halkıma bir bakın oysa,işçi,esnaf, köylü... hepsi üretme güdüsüyle perçinleşiyor, asgari ücret 701 lira.
cumhurbaşkanımızın maaşı 30 lira...
umarım anlıyorsunuzdur.
emek veren biziz
açlıkla terbiye edilen de biz.
söz karar ne zaman bizim olacak biliyor musunuz
bunu milyonlarca insan hep bir ağızdan istediğimiz zaman


...
iyi akşamlar

Ben kalem oynatan biri olarak kaleminizden sadece tek şey isteyebilirim. Hangi rüyaya inanırsanız inanın ama rüyanızı yazın. Lütfen nefret tohumları bulaşmasın mürekkebinize. Gelecek güzel günler, güneşli günlerin vebali için bu sizin sorumluluğunuzdur bana göre. Bakın yine de umut var. Umarım ilerde güzel şeyler olur ama kansız ama gözyaşısız.

İyilikler dilerim her daim.

ve Türkiye'de sizin gibi insanların sayısı her gün azalıyor...
bir karanlık bu, nesini tarif edebilir ki insan
fenerler gittikçe azalıyor

bana bişey demeyin sema hanım...
sizin yazdıklarınız okuyorum, şiirlerinizi sevdiğim için incelemek istedim. içinde ruh bulduğum için, duygu bulduğum için istedim sizden.


ayrıca söylediklerinizin karşılığı var hayatta. mesela istanbulda linç girişimleri, ankarada parti yakmalar, esnafa saldırmalar...

sadece ben yaşıyorum da demedim, acıyı ortaklaşa yaşıyoruz maalesef...
sevinci yitik ilkemin acısı boldur.

Öncelikle şiirlerimi çalacağınız endişesi gütmedim. Öyle bir endişem olsa sitede yayınlamam. Sadece şiirlerimi gözden geçirme nedeninize yönetimin yazısını alıntılama isteğinizle aynı nedeni taşıdığı hissine kezsedi delik deşikapıldım. Bunu da açıkca belirttim.

Ve Van'da üşüyen, Şınak'ta yetim kalan, Lice'de havan topuyla delik deşik olan ve daha nice çocukların acısı size aitmiş gibi konuşmayın lütfen. Lütfen yapmayın bunu... Bahsettiğiniz olayların haberlere yansıyan görüntülerinde bile yemek yiyemeyen bir insanım. Bebeğime süt verebilmek için haber izlemedim ben. Düşünün. Şu an yazarken gözlerim nemlendi yine. Çok şey söylemek istediğim hakde hiçbir şey yazmak gelmiyor içimden. Neden biliyor musunuz? Ümitsizim. Yorgun. Bıktım bu intikam oyunlarından. Şehit ve terörist adına yaklaşımlarımızı değiştirsek her iki tarafından annelerinin ciğerlerindeki ateşin gerçeğini değiştirebilecek miyiz? Neyin kavgası bu? Neyin savaşı? PKK denilen lanetin ülkemizde işi ne? Kürt Türk diye bir ayırım neden ısrarla yapılıyor. Akrabalarımda ve komşularımda hatta en yakın arkadaşlarımda sosyal hayatta yaşamıyorken biz neyin ayrımı bu?
Nefret ediyorum ölümlere gözyaşlarına sebep olan zihniyetlerden. Yalanlardan, rant kavgalarından, güçlere maşa olan, çarkların dönmesine yardım eden kuklacılıktan ve hiçbirinin de bir annenin tek bir gözyaşına değmemesinden...

Ne diyeyim şimdi size ben. Bakın tek bir gerçek var elimizde kalan: Acı...

Ne diyeyim. Allah hayır getirsin sonumuzu, ülkece.

şiirleriniz kalsın Sema hanım... güven duymuyorsanız anlamı kalmaz elbette...
belki yönetimin yayımladığı şiirin arkasından gelen yorumlarla bütünleşirse şiirin gerçek anlamı çıkar ortaya.
zaten var olan durumu ortaya çıkarmaya çalışıyordum:)
sitenin meşru bir kuralı var, din dil ya da etnik temele dayalı hoşnutsuzluk yaratacak şiirlerin yayından kaldırm hakkı vardır diye.

ben de durumları kıyaslamaya çalışıyordum zaten:
bir yandan benim mısralar
bir yandan adminin şiiri
hiç birşeyin ardına sığınmıyorum Sema hanım
şiir siteden keyfi olarak kaldırılmıştır
ve aynı sebepleri barındıran bir şiir bizzat admin tarafından sitede yayımlanmıştır.

keşke sizin kadar iyimser olsaydım
ama şehit diye bahsedilen bu ülkenin mehmetçiğidir, öldürülen ise teröristtir. bu durum bu ülkenin yarısının algısında " 2 *2:4'" kadar somuttur.aynı somutluk admin arkadaşımızın da algısında yer edinmiştir.

insanın dili rengi dini coğrafyanın uzantılarında şekillenmiştir. ve hepsinden önce insan vardı...
ve bugün maalesef yukarıdaki şiir adı verilen sözler bu ülkenin bizzat yönetim anlayışı tarafından hergün bas bas dile getirilmektedir.
ha tayyip erdoğan ha bizim admin...
ülkenin kim tarafından bölmek istendiğinin üzerini açıkça örtüyor ve varolan sorunu tamamen teröre indirgiyor.
...
sizin için de üzüldüm, şiirim bizzat kendime duyduğum güvenden gelmedir, şiirinizi çalmak isteseydim siteden kopyalamanın binbir yolu vardı:))
...
neyse, özür dilerim zamanınızı aldığım için, çocuğunuz vardır, Van'daki gibi üşümesini istemem, ya da Şırnak'taki gibi yetim kalmasını veyahut Lİce'de havan topuyla cesedi delik deşik edişlen ceylan önkol, ya da 14 mermiyle yaşama veda eden hasan korkmaz gibi, ya da 17'sinde aydın erdem gibi diyarbakır'da, ya da devlet tecavüzüne uğrayan N.Ç gibi...
...

hoşçaklın

(Bebeğim olduğu için geç bakabildim. Yazdıklarınıza değil de sözkonusu yazıya bir iki söz etmek istiyorum. Çünkü ele alış şekliniz konuyu uzatıp derinleştirecek. Keşke müsait olsam da daha uzun ele alabilsem. )

Alıntıladığınız yazı nefret ve tahrik değil tam tersine tahriklere yönelik bir sağduyu çağrısıdır.

Sözünü ettiğiniz olay ya da diğerleri hepsi aynı kanadın mal, can kaybına sebebiyet veren gayrımeşru saldırılarıdır ki ülkemizde Kürt Halkının haklarını koruma iddiasıyla beslenmekte. Ve yazının yazıldığı sıradaki şehit olaylarında Türk Milliyetçileri ile Kürt Milliyetçileri karşı karşıya getirilmek istenmiş ve sözkonusu yazı da buna yönelik yazılmış bir sağduyu çağrısıdır. Yani aynı tip saldırı hangi taraftan olursa olsun terördür.

Açık konuşmak gerekirse yönetimin bu yazısını buraya alıntılayıp arkasında art niyet aramak silinen yazınızla ilişiklendirilince iyi niyetini kaybetmekte gözümde.

Oysa çok iyi niyetle Kürt Milliyetçilerine saldırıları engellemek amaçlı ve iki halkın huzuruna çağrı yapan bu yazıyı ele alış şekliniz benden şiirlerimi isteme konusuna da şüpheyle bakmama sebep oldu.

Şiirlerim herkese açık. Eleştiriniz ve şikayetiniz varsa lütfen çekinmeyin.

Şehitlerimize ağlıyoruz!

Terörün dini, dili, ırkı yoktur!

Birlik ve beraberliğin en olması gereken zamandayız.

Tüm şehitlerimizin ailelerinin ve milletimizin başı sağolsun.

Yüce Mevlâ bu tür sayfaları bize tekrar açtırmamayı nasip etsin.
...

şehitlerimize ağıt diye yazılanlar çukurca baskınından sonra kaleme alınmış bir şiir. çukurca baskını sonrası bir kürt olarak olayı ilk kınayanlardan biriyim...
ancak bu durumun adı terörizm değildir, herhangi bir kavramı ve o kavramla birlikte kodlanan durumu ifade etmenin tarihsel bir meşruiyeti olmalıdır. Kürt sorununu terörizmle eş tutmak toplumsal olarak mütabakata varmış iki halktan birine terör muamelesi yapmaktır. oysa ne kürtler ne de kürt hareketi terörist değildir. var olan tarihsel bir sorun üzerine kurumsallaşmış güncel bir dinamiktir söz konusu olan.
...
daha açık konuşacağım.
Uludere'de yaşanan katliam adlı adınca faşizmdir.
ve iki halkı birbirinden koparmaya yeltenmeye cürret etmektir.
...
ve tüm bunlardan bağımsız bir halkın saygı duyduğu, benimsediği bir hareketi terörist olmakla suçlarsak karşı tarafın da doğal olarak diğerlerini terörist olarak suçlamaya hakkı vardır. kanımca ikisi de yanlış damarlardan beslenmiştir. dolayısıyla ortada ne şehit vardır ne terörist...

Nasıl bir nefret ve tahrik unsuru gördünüz bunda?
Cidden. Açar mısınız?

Şehitlerimize ağlıyoruz!










Terörün dini, dili, ırkı yoktur!

Birlik ve beraberliğin en olması gereken zamandayız.

Tüm şehitlerimizin ailelerinin ve milletimizin başı sağolsun.

Yüce Mevlâ bu tür sayfaları bize tekrar açtırmamayı nasip etsin.


sizce yukarıdakinin sanatsal bir kaygısı var mıdır?
mesela estetik değere dair bir anlam taşıyor mudur?
ya da doğru ve üstüne varılacak bir soru soralım, sizce kin, nefret, tahrik vs.. içermiyor mu?

elbette,
hoşçakalın...

Başka üyeler indirebiliyor mu bilmiyorum.
Daha müsait bir zamana bıraksam anlayış gösterirsiniz umarım.

Selamlarımla.

Sema Hocam; sizden bir ricam olacak. Edebiyat defteri bir kaç ay önce sitede bir link paylaştı, E-Kitap uygulaması... şiirlerinizi E kitapta toplayabilirseniz indirmek isterim... böylelikle toplu bir şekilde elimin altında olurlar ve değerlendirme fırsatı bulurum... sizin için sıkıntı yaratmayacaksa gayet memnun olurum... HOŞÇAKALIN

Anlamak, anlaşılmak güzel şey. Kaldı ki birbirimizi anlamasak da anlaşabiliriz.
Her şiir farklı bir pencere. Yeni pencerelerde buluşmak umuduyla iyi yıllar diliyorum.

Elbette sevgili Sema
sizi anlamakta sıkıntı yaşamıyorum ben, hem de hiç yaşamıyorum...

Bakın sevgili İrfan

Çok farklı şeyler düşünüp farklı şeylere inanabiliriz. Fakat öyle güzel bir yolda beraberiz ki o da malum olan güzellik; şiir.
Üstelik şiir dilinizi beğeniyle takip ediyorum.

Beni okuduğum sayfanın evrenselliği çok ilgilendiriyor. Evrenin de sınırları var elbette. Ve çok hassas. Bambaşka bir dünyada kendimizi buluruz bazen, sevmenin adı da budur.
Sanat güzeli çıkarmaktır, çirkin bile olsa güzel gösterip sevdirmek...
İşte buradaki hassas denge değerlere saygıda yatıyor. Buna çok inanıyorum ben.

Düşünün mesela. Siz beyazı seviyorsunuz bense siyahı.
Beyazı sevmiyorum demektense siyahı seviyorum demem daha kabul görür değil mi güzellik adına.
Umarım sıkıntımı anlatabilmişimdir.

Tekrar merhaba Sema hoca,ben İrfan...
sizi hayal kırıklığına uğrattığım için en az o kadar üzgünüm...
insanın dinine ya da inancına sövmeyi alışkı haline getirmek gibi açmazlarım olmadı, olmamalı da zaten...

bunlar için ayrıca konuşmak isterdim ama öncelikle şu yanlış anlaşılma meselesine bir çözüm bulalım, özür dilerim," yazık" diye geçmişti zaten aklımdan ama yazıya dökümünde sıkıntı var. sizinle ilgili öyle bir durum geçmedi aklımdan... ve sansür meselesine dair size yönelttiğim sorular sizin de her an karşılaşabileceğiniz sorunlardır. sizin yorumunuzla bağdaştırmak gibi bir tasam yoktu, sizi takip ediyorum ve şiirlerinizi dolayısıyla da yorumlarınızı önemsiyorum... lütfen hiç çekinmeden aklınızdan ne geçiyorsa paylaşın, bu şiirin doğası için mutlaka gereklidir...

Ayrıca yazıklar olsun demedim. Yazık demiştim. İnanın ikisi arasında çok fark var. Yazık bir hayalkırıklığı sonucu söylenen bir söz. Yazıklar olsun ise hakaret içerir. Bunu asla yapmam.

Merhaba NOVIEMBRE,

Öncelikle olanlar için (yani sansür için) üzgünlüğümdeki samimiyete inanmanızı istiyorum.

Ve beni sansürden daha derinden üzen bir şey var ki o da şiirinizdeki o ibare.

Ve tüm samimiyetimle söylüyorum ki insanların ideolojileri ya da inançları, inançsızlıkları beni bağlamıyor. Aksine, saygı duyuyorum duruşlarındaki istikrara. Fakat saygı yoksa yaşadığım korkunç bir hayalkırıklığı oluyor.

Bir insan dine ya da yaratıcıya inanmayabilir. Tıpkı gelecek güzel günlere inanmayışı gibi. İnanın farkı yok bu iki şeyin. Fakat başkasının kutsalını hafife alabiliyorsa işte o an yaşadığım korkunç bir ümitsizliktir güzele dair.

İsyanı çok iyi anlayan bir insanım. Acıdan söylenmiş sözleri de... Bunun ayırdını anlayabilirim. Ama kullandığınız o ibarenin adı bu değildi, siz de biliyorsunuz. Kaldı ki inanan biri olarak ben bile çok eleştirilmişimdir bu konuda. Tanrıyı avuçlarıma oturttuğum için. Mecazı anlamamıştır insanlar filan.
Ama şiirde kullandığınız şey bundan çok farklıydı.
Sizden ben ya da başkası olmanızı bekleyemem asla. Zaten kendiniz olun. Bu sebeple okuyordum sayfanızı ve her daim beğeni ve takdirle takip ediyordum. Ama şuna inanırım ki başkalarına saygı duymayan nasıl bir saygı bekler? İşte bu soruda çıkmaza düşürdünüz beni.

Korkunç üzgünüm. Üzgünlüğüm hem kendi hayalkırıklığım ve cevapsızlığım, hem de sizin yaşadığınız engel.

Ne demeliyim bilemiyorum şu an.

Sema hocam merhaba

sana bir soru yöneltmek istiyorum.
sence yaratı nedir, hangi koşullarda gerçekleşmeli?
sansür aynı zamanda kişinin tasarısını da belirlemek demek değil midir?
mesela benim şimdiye kadar beş tane şiirim sansürlendi, bunların içinde senin dün yazıklar olsun dediğin şiir de var...

mesela senin şiirlerimi okuman hoşuma gidiyor, mutluluk veriyor, yeniden üretmemi tetikliyor, ki bence şiir kişinin kendisidir, sen beni okuyorsun...

SAĞLICAKLA KAL, SANSÜRSÜZ SENELER

sağol teşekkürler sema, beğendiğine sevindim