SIZLANIR - I - II
l
sinsi bir fısıltı yayılır yeryüzüne iblisin nefesiyle, efsunlu duygular sarar beyinleri insan akılsız’lanır. gün gelir; çözülür dili her şeyin, açılır sır ambarları bir bir, vurur taştan taşa başını akıl, sızlanır… cilvekâr dilberleri andırır ihtiras meftûn eder işvesine duyguları, sükût eder vicdan zulüm nâralarına, insan onursuz’lanır. içten içe bir inilti kaplar her yanı, tutsak düşer ikbal hırsına adalet, bîçâre kalır orta yerde onur, sızlanır… şehvet bir kızıl alevdir ar damarlarında heves kıskaçlarında pörsür irade, tozpembe duman bürür gözleri nazar ışıksız’lanır, ufuklar gaflete tutsak, karanlıklar taht kurmuştur kalplere şua’lar yorgun düşer ışık, sızlanır… kutlu iz’e sırt döner de insanlık kaybeder izzeti kaypak yollarda. heva serasker, heves dizginsiz bir at arzu sınırsız’lanır. yırtılır hicabın perdesi sinsice, yüzler renk tutmaz olur, çiğnenir fütursuzca sınır, sızlanır… hoyrat kasırgalar kopar nefs vâdilerinde, kırılır zarif kanatları kelebeklerin, tebessümler donar dudaklarda insanlık bahtsız’lanır. üfler de insan kendi ışığını, karaya boyanır kader, ruhlar yâren olur zillete baht, sızlanır… sevgiye hasret dokur mahzun gönüller, yitik bir divânedir huzur hayatta, umut ufukta kaybetmiştir yolunu, ebed ufkuna bîgâne durur yürek sızısız’lanır. nisyânın kucağında metruk, teselli kâr etmez olur, dinmek bilmez teessürü sızı, sızlanır… hırçın bir kasırga kopar insanlık bahçesinde, kırar muhabbet filizlerini hoyratça, yerine bencillik aşılar bahçıvanlar hayat aşksız’lanır. bir menfaat pazarıdır kurulan; değerler haraç mezat, çıkar’dır geçer akçe, kalır boynu bükük, hüzünlü aşk, sızlanır… yamyamca bir iştahla kendine düşmüştür insan, kan kokar ağızlar, şirazesi bozulmuştur sözün artık, diller kelamsız’lanr. çekiştirildikçe çekiştirilir her şey, yırtılıverir güvenin ibrişim perdesi, her söz arkasından vurur diğerini, kelam, sızlanır… zorlu ve bitimsiz bir ufuk yürüyüşüdür hayat, ömür kum saati gibi fütursuz, umarsız bir yolcudur kıyametin kıyısında insan, zaman şafaksız’lanır. kıyasıya kavgadadır nur ve zulümat, umut koynunda sımsıcak bir özlem kutlu doğuma hasret şafak, sızlanır… gaflet labirentlerine düşer de insanın yolu, .iz sürer yol bilmez kılavuzlar ardınca, her adım bir ruh zindanına taşır sonunu; hayat yusufsuz’lanır. üşür de hüsran ateşiyle sınanan yüreği, sımsıkı bürünür ümit ve korku yorganını ve sığınır yürek sızısı gözyaşlarına yusuf, sızlanır… ll gün gelir tebessüm eder ufuklara güneş, kardelenler selam verir arz’a, mümbit bir mevsime yönelir insanlık, iklim sabırsız’lanır. diriliş vaktidir artık; karanlıklara inat, zulüm erir, akar zaman gibi, çatlamak üzeredir taşı sabır, sızlanır… tükenmiştir artık serseri savruluşları, kılavuz edinerek aklı ve yüreği kırmıştır ön yargının meczup kıskaçlarını tavır inatsız’lanır. demir asa, demir çarıkla erdem yolcusudur irade, tefekkür iklimlerinde sırılsıklam, arındıkça tadar huzuru ta derinden inat, sızlanır… kırarak zilletin yüz karası çemberini yiğit sayhalar yükselir dalga dalga, sımsıcak bir ümit iklimi sarar mazlum gönülleri sırtlanlar huysuz’lanır. yolunda var olabilmek için vâr edenin yollara düşünce yürekler, yanar kaybettiğine tâ içten huy, sızlanır… ilahî bir nur kuşatır tüm âlemi çepeçevre, dalgalanır burçlarda adalet, iman ve sevgi taht kurar gönüllere kalpler inkarsız’lanır. içer kevnî ayetleri yudum yudum; şahit olur yaratanın hikmetine akıl, ikrar eder gafletini inkâr, sızlanır… savrulur vahyin rüzgarıyla saltanatı şehvetin, yıkılan işâret taşları dikilir yerine bir bir, âr edilen bir duygu olmaktan kurtulur nâmus isyan ahlaksız’lanır. hüsn-i ahlâk’ına özlem yüklü, yüz sürer insanlığın yüz akı’nın izi’ne tutulur bir asr-ı saadet hülyasına ahlak, sızlanır… bir arınma özlemidir artık gönlünde ki sevda, yürek semasında kanat kanattır umut, ve erir; dilinde ki dua buketleriyle gaflet yusufsuz’lanır. bir berat kokusudur mağfiret meltemleriyle soluduğu çiçeklenir gözleri; umut ve korku yağmurlarıyla, şükran secdesinde iki büklüm yusuf, sızlanır… |
heves kıskaçlarında pörsür irade,
tozpembe duman bürür gözleri
nazar ışıksız’lanır,
ufuklar gaflete tutsak,
karanlıklar taht kurmuştur kalplere
şua’lar yorgun düşer
ışık, sızlanır…
okurken
keyif aldım çok...