İlkbaharlara Kış Bitimiydik
biz hep...
sevgilinin ’seviyorum’ dediği doğru mu diye kırlarda papatya aramaya giderdik biz hep... zikirlerini duydukça her çiçeğe bir bahar armağan ederdik ırmaklara aktığı mecra ceylanlara pınar başlarıydık gün olurdu... yağmurların küstüğü toprakların çatlayan kurak dudaklarını ıslatırdık gün olurdu.. dikeninden utanan gülü teselli olsun diye kokusuna yaslatırdık anaların yavrusuna sarılışı arıların çiçeklere konuşuyduk bilirdik ki... avuclarımıza doğan her şafakta gecelerin emanetiydi bize sabahlar bilirdik ki... bir kaç damla pişmanlık gözyaşına affedilip giderdi girdiğimiz günahlar eyyubun imtihana tutulduğu sabrı mevlana’nın ’ne olursan ol yine gel’ deyişiydik hani nerede? yetim bekleyişlerine götürsün diye saçlarının okşanmışlığını dağ rüzgarlarına emanet edenler hani nerede? bohçasında gördüğü üç- beş karıncayı yuvalarına bırakmak için geri dönüp saatlerce yol gidenler yakamozlara ay ışığı ilkbaharlara kış bitimiydik hatirla ki... gönüllerde unutulmuş sevdaların boynu büküklüğüne ayırdığımız gözyaşlarımız olurdu hatirla ki... dilleri utandıran dualar için ellerimiz kabul-ü dergahın kapısında yakarışa dururdu sevdaların yüreklerde barındığı yer rüzgarların yar saçlarını savuruşuyduk |