Yazgısını Bağrıma Gurur Diye Taktığım
Diyelim ki...
Baharın evlat acılı yüreği Düşen son yaprağını örtünüp sevdamla dertleşti Diyelim ki... Türküsünü kaybeden bir ağıdın dileği Teselli diye bu şiirimin kapısında bekleşti Ey yar bildiğim... Ben hiç saçlarından öte bir geline Çeyiz edip gösteririr miyim senin helalliğini Hani son gidişinden döndün ya... Bilmem ki acaba Hiç sakladın mı bana Dalıp dalıp gittiğin bakışlarından Olur ya... Hesaba çekilecek saati bittiğinde Gözlerinin dar ağacına yürürken Şahitlik ettireyim gün batımlarının eşkiyalığına Zaten derme çatma bir ayrılıktı Hasret gazaba gelip üfledikçe Koptu kıyameti İki yakası bir araya gelmeyesicenin Hem bakma sen gecelerin hoyratlığına Uyandırılır mı hiç.. Yarin busesine sığınan gül uykusu Uyandırılır mı hiç... Çiçeklerin rüyasında gezinen nur kokusu Oy benim... Hasretiyle gönlümü öksüz öksüz büyüttüğüm Oy benim... Sevdasının değirmeninde ömrümü öğüttüğüm De hele... Dağlar yol verdiğinde Mahçup mahçup yüzüne bakıp da utandı mı De hele... son geçide geldiğinde Yorgunluğuna döşek olup da hakkına katlandı mı Hey benim... Yazgısını bağrıma gurur diye taktığım Vuslatın iki büklüm duruşlu kapısına Ah çekişlerinden kalma bir hikaye anlat ki Yürek yangınlarının telaşı neden miş anlasın Anlasın ki Buyur ederken hor bakmasın Irmak ırmak bekleşen göz pınarlarımıza Yaşar Aydın |