bazen bir yüreği okşar gibi naiftir bazen kartezyene alınmış kollar gibi bezgin an olur şebeke suyu gibi kesilir habersiz/den farkındasız bir tutkuyla dalar ruhuna -bir tek bu eylem! armağan aramaz ama !- akar içindeki vadiden doludizgin -bir içim sudur- ve bilinmez nasıl çıkar da kurulur masal çıkarımlı devasa yüklemler sırtına yoksa neden düşer ki; bunca f/asılsız tümce beyaza!
neden sorar mı keder izin alır mı hüzün önceden kora kor bir aşk!
en çok başladığı gibi biten şarkılar yorar ya kulak demini çıkışsız bir istasyondur bu -aşk- bir adım atan rayın, bir daha ardını göremeyeceği bir enfarktüsün vay! hali ya da ki; gelse de gelmese de beklemektir o treni!
faydalı olur merhaleli bir salıncaktır uçurtma-bulut-mavi ortaklığında serenat şişecektir yine bağrın rüzgârını bulunca -bir umuttur- ki; kurşunî cezirler bertaraf olacak!
insan, rüzgâra aşık olur mu ya denize! veya bir soluğun buğusuna
en çok onlar kurulmuştur oysa çelik çomak alındıktan beri, dilinin eline ya da bez bebeğinin elbisesi kirlenince binlerce yıldır kim vermiş ki tam tarifini bazen, nadas kıyısında bir yerde tüten ocaktır uzatmalı düşlerin altında konaklamak muson tarlasında adam asmaca oynamak!
bir devrandır döner yörüngesi yaban ellerde müdavim yıkılası düşlerin olur çeltik tarlasında gelincikler büyür yakaladıkça yılkıda söver de söver!
bilirsin seversen altı kısık gözlere neden yağar kar neden acı ezgiler yakar genzi hangi sebepten artezyen kuyusuna kireç karışır bir torbaya nasıl sığar günler med’i uzun anonslu türkülerin bir yanar bir söner hayli zaman alır bir inattır kısas’ına işte sürer gider doğruyu söyleyene! tombala! diyene kadar o meczup papatya!
ve döngüsü kısır bir nisyana daha çıkar o prova neden yazılır şiir neden uçkuru delik düşer cümleler için kirlidir ihtimal ve mütemadi bir temizlik gerektirir bu isyan_ı hemhal!
bir yokluğun anatomisidir ihtimal diyete kurulu bir masa gibi doyurmasa da açlığa hep iyi gelir! yüzünün nasırlarını ütüler gibi armağan edip güzleri vurursun boyuna yaza iyi gelir yazmak sesli harfleri bolca boca edip sürünce sargın yanına daha iyi gelir sanki! sıvamak içindeki hüznü yüzünün duvarlarına
kelimeler harçtır hani ellerin de mala!
/... yıllar alır bu um/arsız meslekî işkence! hep sağına yatıp, solundan umar yamandığın beklenti istersin ki; desin, konuşsun, dur artık yeter vurma! ama çok sonra öğrenirsin acı gerçeği ezelden sağırdır duvarlar, şairler ise edebÎ lâl!../
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
DUVARA KARŞI PAPATYA FALI şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DUVARA KARŞI PAPATYA FALI şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Şairim Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası Ayak seslerinden tanırım Ne zaman bir köy türküsü duysam Şairliğimden utanırım . . .________________ köy türküsü degil şiirleriniz ama ben Şairliğimden utandim...
/... yıllar alır bu um/arsız meslekî işkence! hep sağına yatıp, solundan umar yamandığın beklenti istersin ki; desin, konuşsun, dur artık yeter vurma! ama çok sonra öğrenirsin acı gerçeği ezelden sağırdır duvarlar, şairler ise edebÎ lâl!../
Tebrik ediyorum. Çok güzel ve anlamlı bir şiirdi. Saygı ve selamlarımla.
Şairim
Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası
Ayak seslerinden tanırım
Ne zaman bir köy türküsü duysam
Şairliğimden utanırım
.
.
.________________
köy türküsü degil şiirleriniz ama ben Şairliğimden utandim...