REENKARNASYON…*-İnsanları kandırıp; Saptırmanın gayesi ne?- ... -I- Bedenden bedene geçtin sürgit, öyle mi? At oldun, it oldun, bazen kuru ot oldun; Belki denizde balık veyahut iyot oldun Ölmedin hiç öyle mi? Allah Allah La ilahe illallah Bizler naçiz kullarız; gelimli, gidimliyiz Nar ya da nur oluruz; tamuya kor oluruz Sanma ki antik çağdan, sanma ki Didimliyiz* Etimiz, kemiğimiz, damarda kanımız var Kendimizi görmeyiz ne ilahe, ne ilah Çünkü bizler her zaman sınırlı edimliyiz... Ol dedi mi Yaradan olmam diyen ne var ki Su akarken boş olup, dolmam diyen ne var ki O, dağların altından, arz kürenin içinden yürütürken her şeyi Geçtin mi boyutları; evre evre sırları Yaşayıp da mezcettin* sanırım Bütün bütün o eski, yeni asırları Solursun kızıl koru Rengin ya al, ya doru Koşarsın koru koru, selviler, akasyalar boy boy uzar gider Çamlar, göğe doğru; Küme küme meşelikler, uçuyor hem paçalı hem de paçasız güvercinler Say ki hepsi beyazdır; gagada zeytin dalı Kim görmeden yaşar ki bilinmeyen o zoru; Atası sayar ya, maymunu; Taşın evrensel mukallidi papağanlar tabiat seslerini taklit ederken Uçan veya kaçan dinozoru… Görmüş(!) adamın yaşarken payesi ne Özetle sorar isek, bu işin hikâyesi ne -II- Takılıp beynindeki kalp güdüsel zulmete, Devr-i daim ederek gizemler(!) dünyasını, görünmez kanatlarla(!) Ve taşlaşmış ego ile kayıp kıtayı denizde ararken, -kimisi de yer kabuğu altında- Bulmak bir yana dursun, paslı bir mıh benzeri Saplanıp RA mülküne sır/RA kadem basarlar; Peşine kendi gibi hayvanları takanlar; Mazhar olmaz himmete. -Ne ister bilemem ki; bilenler söylesin aldırmadan Rabbin himmetine, Neden böyle kazınmışlar karanlığın zimmetine?- -III- Kimi geçer hayal boyutundan putperest ülkesine, Tanrılık taslar elbet, Sebebi hak katında olanı bekleriz; bekle denmiş. Duyduk, görmeden teslim olduk kalp ile Ve dille ikrar ederken Bildik ki azaba inkâr nedenmiş... Ne girip gayyalara, ne veyl deresine* düşmek değil niyetimiz maazallah* Ve dedik: Suphanallah.* Sığındık hep Rahmana. Gün örtüye bürünürken gece, nimetine şükredip, Gün boyu yapılan kusurlardan nadim bir dil ve kalp ile Allah’a teslim olduk elhamdülillah. Doku değiştirenler; kokar elbet mundarlar Hayat mı kuru? Kuruyan bayat mıdır? Yoksa yoldaki yokuşların toplamı çekilenlere bileşke midir? Avuntu, civelekçe oyalanmak, muğlâk ifade biçimiyle keşke midir? Yoksa “keşke” hayıflanmanın şart koşumu mudur? *** Hani antik çağdan kalma harabelerde Dolaşıyordu ruhlar? Var mı ayağa kalkmak için azcık bir kudret? Hani Zeus? Hera nerde? Hani Apollo, Athena? Ah bu dünya böyle ne fena! Yazık puta tapana! -La ilahe illallah! Rabb-il Âlemine Eyvallah!- Güneri Yıldız (Elazığ, 12.09.2011) ……….. *Reenkarnasyon: Ruh göçü. *mezcetmek, -der: Birbirine katmak, katıştırmak. *Veyl Deresi: Cehennemde bir vadinin adı, Hüzün kuyusu da denilmiştir. *suphanallah: “Allah’ı her türlü kusur, ayıp ve eksiklikten, insanlığa özgü niteliklerden uzak tutarım” anlamında kullanılan bir söz, fesuphanallah. *maazallah: “Allah korusun, Allah esirgesin” anlamlarında bir söz. *Didimliyiz: Apollo ile ilişkisi ve zamanı kast edilmiştir, şimdiki Didim konu dışıdır. |
nihat yurt kanada selam olsun sanada