SAATLERİN DURDUĞU AN
Saatlerin durduğu
Güneşin hiç batmadığı an geldiğinde; Kalmışsa bir içimlik suyunuz, Bir lokmalık yiyeceğiniz Hemen yiyip içiniz. Saatler durduğu zaman Nefessiz kalır tüm kainat Yokluğun o korkunç rüzgarı Son defa bin hüzünle eser. Artık her şey donmuş gibidir, Sonsuz durağanlığa mahkumlar Hiç kimse bilemez, hesaplayamaz da, Donmuşluğu“Ondan” başkası canlandıramaz. Sorulması kadar düşünülmesi de Hiçbir hesaba, kitaba sığmaz; Zaman durduğu için, tüm saatler de çalışmaz Neyin mahkumiyetini yaşar kainat bilinmez. Şuna – buna değmiş kirli insan eli, Her dokunuşta biraz daha kirletmiş herşeyi, O güçlü tabiat çevirmiş gerisin geri, “Alın kirlerinizi” diyerek bize iletmiş. Gerçekten beceremez miydi insan Doğduğu gündeki gibi temiz kalmayı? Becerebilirdi, şeytanlığa özenmese, Şeytan rolünü değil, insan rölünü benimseseydi. Böylesine kararmazdı ufuklar, Ak la kara birbirne karışmazdı, Kurtuluş güneşinin doğuşu böylesine gecikmez, İnsanlar bu denli doyumsuzlaşmazdı. Kemal Polat |