SESSİZLİĞİN SESİ
Sessizliğin sesini, sesime düşenler anlar
Yüzü parçalanmış kılıfların İç ahengini katınca keseme Titreyen bozukluklarını sunar hayat Bozdurulmuş tüm umutlara inat Keskin divitlerin ince mürekkepleriyle oynaşır hayaller Yorgun rıhtımların daimi yolcularını avutur ,gidişlerin ardından boşlukta kalan eller Fırtınaların yaşama açılan kapılarından sızar göz yaşlarım Karanlığın rüzgarına kapılan saçlarıma bakar her telini aydınlığa bağışlarım Kemale ermiş düşünlerle sızıp, dalarken benliğim Sırların sırrını şah damarımda ararım Yanlış yollardan doğrulara dönerken kaybolan gençlik Ahımın düştüğü kıvrımlarda kör olan gençlik Yokluğu çokluk sanıp içinde kaybolduğum seraplar Hissizliği hissedip yanlışlıkla tuttuğum saplar Ağırlık çöker ruhumu sonsuzluk kaplar Kaçan saatlerimi yıllarım saklar Sessiz şehrin sesini sus pus dinlediğim anlar Ah oysa bilselerdi,sessizliğin sesini, sesimde duyanlar anlar Şehrin Azizi |