Linçİzzetten zillete, düştük düşeli, Saçlarım tarumar, tararım yoktur. En yakın dostlara, olduk el eli, Kapımı çalıp ta, ararım yoktur. Nice fidan diktim, tez devirdiler, Selamı keserek, yüz çevirdiler, Var günlerim oldu, çok severdiler, Şimdi adımı da, anarım yoktur. Karalar çökünce, ak pak rengime, Belirsizlik yağdı, bütün bellime, Ağlarım, sızlarım kendim kendime, Bana benden başka, yanarım yoktur. Güz gülleri gibi sarardım soldum, Döküldü yapraklar hüzünle doldum, Evvel gülistandım, şimdi har oldum, Bülbülü Şeyda’ya, yararım yoktur. Herkes eteğinden, bıraktı taşı, Kim bilir kaç yerden, yardılar başı, Mihnetten çağlarken, gözümün yaşı, Cümle âlem derki, zararım yoktur. Gönül divanında, kırdım kalemi, Ben kendi üstüme, çektim elemi, Kimselere isnat, etmem çilemi, Aleyhte verilmiş, kararım yoktur. Bu kaçıncı darbe, bu kaçıncı linç, Sözüm geçmez oldu, nazım ise hiç, Şimdi kederliyim, kalmadı sevinç, Yaralıyım yara, sararım yoktur. 09.11.2011…Mustafa Yaralı |