NASIL HAŞLAR
Sevişerek yaşadığın aşk değil,
Ayrılık bölende o ateş başlar; Mantığını unut, kalbine eğil, Onunla bilen de bak nasıl haşlar. Kışa döndüğünde baharın, yazın, Bir an yüreğinden gitmez o sızın, Gittikçe acıyla katlanır hızın, Yüz dönüp silende bak nasıl haşlar. Bir kenara ittiğinde anlarsın, Bırakıp da gittiğinde anlarsın, Deli gibi ettiğinde anlarsın, Aklına gelende bak nasıl haşlar. Kaynadıkça kazanından taşarsın, Şuursuzca deli gibi koşarsın, Yüreğinin fermanına şaşarsın, Haline gülende bak nasıl haşlar. Sevgi neymiş, aşk ne imiş düş de gör, Kaynayan o kazanında piş de gör, Yaşadığın aşka mezar eş de gör, O aşkın ölende bak nasıl haşlar. Rastlayıp göz göze geldiğin anlar, Yanardağ gibidir mazi olanlar; Çektiğini hele çektiren anlar, O gözler delende bak nasıl haşlar. Deler geçer kurşunları kâr kalır, Hatırası ateş olur, kor kalır, Delip geçmediği günün zor kalır, İçini dilende bak nasıl haşlar. |
Bırakıp da gittiğinde anlarsın,
Deli gibi ettiğinde anlarsın,
Aklına gelende bak nasıl haşlar.
gerçektende öyle
sevda başa gelince
hele bir de ayrılık sazın teline vurunca
ne mantık kalıyor ne de akıl
güzel anlatım ve çok güzel dizeler
kutlarım efendim
saygılarımla