Keramet ve ilimFeraset sahipleri, keramet sahibinin, Aklına zarar verir, feleğini şaşırtır. Kerameti ar sayar, hükmü yok, talibinin, İlimler okyanusu, dağları da aşırtır. Feraset sahibinin, basiret nuru vardır, Baş gözü kalbe verir, can gözü ondan bakar. Keramet gösterenin, dağarcıkları dardır, Birisi ırmak gibi, biri musluktan akar. Kerameti kevniye, kapıları kapandı, İlmi kerametlerin, tüm yolları açıldı. Mürşit ehli keramet, mürit ona tapandı, İlimin gayretiyle, nice sırlar saçıldı. Âlimin, ulemanın, vasıfları değişti, Akılın, fikrin işi de, tefekkür kimyası da. Sentezler, analizler, anlayışlar gelişti, Avuçlardan okunur, insanın imzası da. Bölünmez sanılırdı, bir dönemde atomlar, Laboratuarlarda, çözülüyor durmadan. Keşfedilir orada, kuantumlar fotonlar, Bilimle ispatlanır, hiçbir hayal kurmadan. Bunlar ne mürşit işi, ne hoca efendinin, Hacıların bu işe, zaten aklı hiç ermez. Bulmak insana düşer, eser Zat’ın kendinin, Allah kendi ilminden, cahile nasip vermez. Esasında ariflik, irfan ile sezmektir, İlimse ilim ile ilimi bilene ait. Marifet ilmi ise, var olanı çözmektir, Delil isteyen varsa, bunlar ayetle sabit. Aklını işletmeyip, sözde kalan Müslüman, Bu sırları çözene, kâfir diye küfür et! Kurtaracak mı sandın? Seni böyle bir iman! Allah aşkına düşün, Yüce bilince şükret. 13.10.2011…Mustafa Yaralı |
Ellerinize yüreğinize sağlık.
Saygımla.