İNTİHAR ÇİÇEĞİ
..
Soğuktan bir gece ay’ın sekizi karanlık Uyuyakalmışlığım , okurken hayatın önsözünü Arasına rahle koyup ruh ile bedenin bir rüyada Seni aramaya çıkmıştım cüzzamlı bir mabetten …. Büyük bir sokak geçtim yalnızlık diye her köşesi Yosun benzeyen duvar ecel diye bir yanı Gece kokan iki kişi gördüm sevişirken tam orada Geciken bir zamanın son sahnesiydi mavi gözlü düş adam Öperken gözleri bağlı kadının ağzındaki yarayı Hayaldi gerçekti hiç bilmiyorum Sanki bir bakıma delirmek böyle Sonra çıkıp bu şehrin en yüksek yerine Attım kendimi sürekli bir intihar çiçeği Ecelim bir tek kendime… Bütün kelimelerimi sana bıraktım emaneten Kırıklarını alarak acılarını yontarak Peşi sıra Azrail… Rüyalarıma girdin bir gece kabusla ak dede arası Sen Cennet’tin ben Cehennem Misal bir Araf tam ortada O Araf ki aramızda hiç kıpırdamadan Bizi iyi tanıyan bir kader kadar yorgun Yaşım kadar zaman oldu Beni sana teslim edeli sorgusuz Çalıp kimliğimi cebimden… Yağmurlar yağdı gözyaşlarımı saklayan Ekim ortasında sahte kırmızı aşk sahnesi Aktör oldum kendime ilk kez bilmeden vuslatı Buz tuttu ellerim seni sakladığım içimde Kalkarken düştüğüm yerden dizlerim yaralı Düşün ki yaktın beni Alın yazım silindi o vakit Çekildin kalbimden çürümüş bir tırnak gibi Beklerken aslında beni sevdiğini söylemeyi Ölmek her şeyi saklamaktır bir çeyiz sandığında Günü gelince açılan bir azap ayininde Belki bir gece adımı hatırlarsan ansızın Şahidin olsun diyedir Göğsüne kazı son gülüşümü Benden sana son hatıram.. ….. Yüreğinde bir yarayım kanaya kanaya acıyan Gözlerinin kıyısında biriken yaşların Dağılmadan ölmeliyim.. …. |