Eylül'ün İzniyle
son defa yüzüne bakacağım, biraz bekle
deniz aşırı aşkların soluğumuzda bıraktığı izleri çizeceğim ellerime, yanaklarından akan gözyaşlarınla ve bir sigara yakıp şarkı söyleyeceğim bir rum meyhanesi tadında -ayyaşıyla, seveniyle, gideniyle, kalanıyla- duvardaki o kuş resminin altına adını yazacağım uçup gitmeden hemen önce. sen de adını şu takvimin 1 Eylül’üne yaz bir sabah uyandığında bu şehir seninle uyansın son kez ve sesini kulağıma hapset - la minör- her ay doğduğunda birlikte çınlayalım gecenin ortasında. bak ikimiz de ikimiz değiliz artık gözlerimizde yalan yansımalar, yalan yaşlar bak hiçbir mezar taşı ruhumuzu kanatmıyor şeytana inat bir bakışla mehtabı bile aldattık sonra, martıları ve denizi ve gökyüzünü kana boyadık Ah Nietzsche; biz bengi dönüşü bile hak etmedik biz ikimiz de bir değiliz artık. son defa şerefine rakı içeceğim, bu gece ne deniz, ne Müzeyyen Senar ne de ay ışığı olmadan sadece seni dinleyeceğim sesini, ruhunu ve yüreğindeki acıları soluğu yanık bir çobanın çaldığı kavaldan çıkan ıssız bir türküyle ardından ağıtlar yakılan gelinlerin hüzünleriyle mavi gözlerindeki ölümü izleyeceğim. duydun mu sen de son geminin ağlayışını ya da limanda kalan mendillerin suya düşme hallerini son trenin son çırpınışlarını unutulan sevdaların gözyaşlarını duydun mu, mecburi gülümsemelerin yüzdeki bıraktığı acıyı ve yıkılan vicdan mabedimizin altında yok olan hayallerimizin çığlıklarını. son kez ağlayacağım, sen görmeden, Eylül’ün izniyle ve sen, gitmeden hemen önce yüzüne karşı gülümseyeceğim artık bir gururun olsun. |
*** EYLÜL'ÜN İZNİYLE *** Şiirini, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı, içtenlikle KUTLUYORUM...