Hakikatın anahtarı kaybolmuşniye hep sustun hiç mi şikayetin olmadı hiç mi acımadı bir yanın boyunca çalıştın dinlenmeyi bilmedin yorulunca sesiz mi aktı sesin kız sen beni deli edeceksin göğsünü parçalayan tırnaklar kimin parmaklarında hangi acıdasın, hangi sancının çarpıntısında emir, demiri kesince kaç kez ipi kopuverdi yaşamın kaç kez nefesin el olup gitti çiçekleri isyan eden bahçelerde kulağına küpe, boynuna kolye diye çapraz ateşlerde sınanmışsın ay kadar berrak, tay kadar gençken geçmişsin hayattan yıkılmışsın yanık kokuyorsun bir savaş kalıntısına benziyor yüzün künyen okunmuyor adın sayılmıyor sevdadan da büyük, sevda acısından da çileler işlemişsin yüzünün derinliğine efkarın koyusunda demlenmişsin taş basmışsın bağrına direnmemişsin kız sen beni deli edeceksin yaşamak ve ölmek arası neydi kutsanan bak işte yoksun tutunup ellerine usancın kendinden kaybolmuşsun kara bir uygarlığın kapısında gözlerinin serinliği odalara sığmıyor uykusuzluğun dolaşıyor coğrafyayı üşüyorsun, titriyorsun bir damla gözyaşın, binlerce çığ masalı yeniden örmek için yarınlarını ışıksız aynaları mı kırsam derin sulara mı dalsam nasıl yaşatsam seni adından uzak o topraklarda nasıl Müsadenizle |