Mürşidi Kâmillere
Kim ne yapmış söylemiş? Bırakalım bunları,
Rivayetten kurtulup, bizde ne var? Görelim. Gelip, görüp, gitmişler, tarih yazmış onları, Bu günün kâmilleri! Sizde ne var? Görelim. Yargıçlık değil haşa, öğrenmektir niyetim, Ödemeye hazırım, can olsa da diyetim, Sizler ariflersiniz, ben cahilim nitekim, Marifetle yüreğimi, sez de ne var? Görelim. Gir gönlümün ufkundan, güneş gibi batarak, Tan yerinden doğarak, Şafağında atarak, Yol bilensen delil ol, ellerimden tutarak, Âlemleri benimle, gez de ne var? Görelim. Karıştırdım farkını. Akıllı ne, deli ne? Yemin, şimal, sabigun, Mukarreple, veli ne? Engel olan benlikse, al balyozu eline, Şu nefsimin başını, ez de ne var? Görelim. Caddelerim uçurum, sokaklarım çıkmazda, İncinir üzülürüm, can evimi yıkmazda, Bilirim ki Ehlullah, usanıp ta bıkmazda, Haddini aşan benden, bez de ne var? Görelim. Görünen görünmeyen, soyutlarla somutlar, Üç mü, beş mi, yedi mi, on bir midir boyutlar, Âlemlerde eşyaya, kimden gelir komutlar, Kitabını aç oku, tez de ne var? Görelim. Mihengine vurarak, som gerçeği getirin, Dedim, dedi, demiş ki, tezat’ını bitirin, Ayniyet mektebinde, gayriyet’i yitirin, Ayan edin gerçeği, gizde ne var? Görelim, Hakikat sahnesinde, her fiil bir olaydır, Bu gölge oyunundan, bizi uyandır, aydır, İstidada bağlamak, zevki demek kolaydır, Al eline kalemi, çiz de ne var? Görelim. Bülbül nasıl olunur? Dikende gül açmadan, Enkazları kaldırın, sorulardan kaçmadan, Marifet incisini, sağa sola saçmadan, Tespih gibi ipliğe diz de, ne var? Görelim, Aklımızı mat etsin, öyle yerden vurun ki, Öldürüp diriltiyor, bu ne biçim burun ki? Ya sırlanmış cam olun, ya bir ayna bulun ki, İçinde esrar saklı, yüzde ne var? Görelim. Hak, hukuk, adaletin, insaf ile vicdanın, Lâhut ile nasut’un, anlayışın izan’ın, Mana ile maddenin, kader ile insanın, İç içe bağlarını, üz de, ne var? Görelim. Biraz bahis açalım, cahilin inkârından, Hangi cevherler çıkar? Arifin ikrarından, Yeniyi ayıralım, eskinin tekrarından, Fırından yeni çıkmış, sözde ne var? Görelim. Gerçek gaye ne ola? Dini araç sanmaktan, Allah ile Allah’ı, zikrederek anmaktan, Kim zevk alır acıdan? İçin için yanmaktan, Aşk ateşi var madem, közde ne var? Görelim, Oyun içinde oyun, şike kokuyor, her maç Bedenin şehvetinden, nefiste aç, ruhta aç, Kuyumuz var kırk arşın, ipimiz var kırk kulaç Kırk yerinde kırk düğüm, çözde, ne var? Görelim. Şu gönül semasına üç beş kandil takıp ta, Yürek yağı koyarak, aşkla fitil yakıp ta, Baş gözünden geçip de, Hak gözüyle bakıp ta, Kalbimizle, candaki, gözde ne var? Görelim. Kâbe’den de yeğ tutalım, Celil’in yapısını, Gerçeğe gerçek ile verelim tapısını, Açalım gönüllerin, şifreli kapısını, Kabukları kırıp ta, özde ne var? Görelim. Madem bu dil kuşdili, her kelime bir im’dir, Harfleri mukatta’dır, Eliftir, Lamdır, Mimdir, Şerh edenin şerhine, onay verecek kimdir? Yokuşlardan usandık, düzde ne var? Görelim. Meratibi silsile, makam mevki ne ola? Seyri-sülûk içinde, işaret mi bu yola? Dur duraksız giderken, bir an vermesek mola, Maksat olan kül ise, cüzde ne var? Görelim. Muhammedi vasıfla, Hak yoluna girdiysek, Gönlümüzü, gönüllü, bir gönüle verdiysek, Hakikat vücudunun, sırlarına erdiysek, Yaralıya dert açan, izde ne var? Görelim. 07.10.2011…Mustafa Yaralı |