0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1251
Okunma

soylu bir aşk suretinde indi ölüm yüzüme
ben suskun duvarların ümmi’si adımı bilmiyorum
bir kadın tanıdım kendine bile oynayan
hiç kendi olmamış
ıslak duvara gemiler yapardı ellerinden
ve bir damla suda boğardı dalgın kaptanı
saat karanfile fırtına var
bir şey daha var
sanki günlerden hiç bir gün ve ben hiç bir yerdeyimde
boynumu unuttuğum uzaklara ağlıyorumdur
şu güz bir bitseydi ah bitseydi
kavmimin hatıratı gibi açılan her pencerede kül tarihiyle
baş döndüren sözcükler herşeye vakıf, bakarı
emziriyor sol göğsümden
kırılan bir ağıdın dudağına yüzyıl ötesi sarılan ırmakları
kim yetişebilir zamana aşktan daha hızlı değilse sözü
tutup herkesi yitirdiğim yerde
ben ateş kavminin son eri koşar adım, adımı bilmiyorum
şuranın burasında yüzü parmakları arasında yaslı bilge
silen oldukça yazacağım diyor hala kuşları dallara
ağır bir yeşil havası içinde ularda ular akşamı
benmişim senmişsin çıplak bir ise sinen koku
ya umut
balkona asılıdır güneşleri onun dört mevsim
ve bir ana dilde severken yırtılır gülüşü ortadan
böyle bir resme çizersen yüzünü tam ardına beni çiz
ve tam ardıma uçurumları çiz isterim
benmişim senmişsin her yere biraz yanlış
tekrarlayan bir intiharın sözgelimi nedenselliğine
yanlış bir şiir...
03.10.2011__İstanbul___Ünal Yiğit