Dokunduğum şehir gül boyalı dudağındır
Mavi eldivenleri takıp çizmeliyim gözlerini
Dokunduğum şehir gül boyalı dudağındır Bir avuç tutkuyla dökülen şarkılar Hangi özgürlükten hediyedir tutsaklık Perdeleri indirilmiş yüreğin kan isterken eşiğinden Esaretin paslı zincirlerini kırarken gökyüzün Bu gelen kara bulutlar hangi rüzgarın habercisi Yeşil vadilerinde ölüm topluyorum baharın Çiçek kokarken bıraktığım nehir kan sunuyor bana Artık vahşete çivilenmiş bakışlar Katilini emziriyor babil Yerinde bağlı kalmıyor İntikam köpeklerine talim yaptırıyor okyanuslar Şafak vakti baskınlarını bekliyor Dizginlenen atlar Ne zaman döner gagalarında ölüm taşıyan ebabil sürüsü Kuş duasına çıkıyor yağmur duasına aşina erenler Yağmur isteyenler gökten özgürlük bekliyor artık Kini gözlerinden silemem Ne zaman mavi gökyüzü akar arklardan bilemem Güneş karanlığa sıkılmış kurşun Ben gözlerine meftun ve vurgun Hüseyin Özbay |