GÖZYAŞINDAKİ GÜLÜMSEMEYürüyordu kayıp bir kentin Gün batımında Heybesinde yalnızlığı Sırtında kefeni her an hazır Meçhul sona Yoktu beklentileri geçmişine dair Ekmemişti yarınlarını bozkıra Savaşı vardı batan güneşle Dilinde bir türkü Ardında sessizliği sürükleyen Kimine göre deliydi Karanlığın gün doğumunda kaybolan Oysa bir yıldızdı kayan Sonu denizde çakıl taşı olan Arıyordu küllerinde Hiçlikteki bir yudumluk aşkını Bulmak ile kaybetmek arasında Yaşayamadığı hayatı Hep asılı kalmıştı Koza ipinde umutları Hep yeşil kalmıştı gözleri Sulaktı tükenmez dertten Bir serüvenciydi bitmeyen serüvende Yoktu anlatacak hikayesini Boşlukta asılı bir gezginin Oysa çok şeyi vardı anlatacak Hep araya girmeseydi Kainatı evrene karıştıran Tüm sessizliği ile haykıran Ölü kuşlar vadisinin bekçisi Tek silahı içinde gizlediği Sevgi papatyası idi Oda çoktan solmuştu Ondan habersizce Adımları hızlandıkça Hayat kaçıyordu En dar kanyonlara Çarenin içindeki çaresizliği ile Sadece izliyordu Bakan ama görmeyen gözleri ile Ve yine sallanıyordu Atmıştı oltasını yokluğa Var oluşu yakalamak için Habersizce Var oluşların yok olduğu Bu adaletsiz dünyada Gözlerdeki gözyaşının |