Dil Yarasıaşka ve sevgiye yazılan kalın puntoların hiç biri ayet değil mira birazını yaslı yüreğine merhem sarıyor birazıyla da ruh ikizini doyuruyorsun şiirleri başıboş renklere boyamak umudu daha da yakına çekebilmek olsaydı keşke uzak ormanlar kadar içimde ölse de sessizliğim sana tesellim yeni kavgaların miladı olacak sanki biliyor musun aslında bende senden farklı değilim görüyorsun en gizli tuttuğumuz sırla her saat başı mecburen yüzleşiyoruz mira ne kadar indirsen de kızıldenizin ortasına o takatsız kanatlarını her şey bir atımlık nefes ile dilemma çevirdiğim her sayfanın restinde başka bir mahşerin aynası eskiden nefesimle ısıttığım şiirler şimdi başka nefeslere emanet solo kalmış acıklı bir dil yarası sen gerçekten umarsız bir çocuk kadar saf zamanın kıyısında direnen yediveren gibi leylim bir o kadar da çatal yürek sen yine erken indir kepenklerini çengelin ürkütmesin seni o yırtık dudaklılar ne me gerek Faruk Civelek |
Derin çok derin bir hüznün koyağına demir attım dizelerinizle sayın hocam.
Öylesine vurgun.Öylesine yorgun mavisinden geçmiş...
Sızı gibi okurunun içine bağdaş kuran bir şiir.
Kutlamak nasıl düşer ? hüzün kutlanır mı diyeceğim ama ... böylesine ustalıkla dile gelmişse hüznü bu kadar net resmetmişse sanat adına, şiir adına elbette tebrik edilir.Temasının kurgu olmasını dileyerek.
Yetkin kaleminiz varolsun hocam.Selam ve hürmetlerimle.