AYRILIK EZANI5 Haziran 1983 yılında Selçuk DURACIK’la beraber asılarak Şehit edilen:’’Halil ESENDAĞ’a ‘’ ithaftır. 5 Haziran 1983 günü Esendağ ile Duraçık hakka yürüdü Güllerin ülkesinden ağıt yükseldi Spil dağı gözyaşıyla örtüldü Gecenin yarısı hücrenin kapısı açıldı Halil’imin bileğinde kelepçe, istikamet idam sehpası. Duvardaki karıncalar bu seslere alışıktı Üzüldükler tek şey; artık zikir sesi duyulmayacaktı. Eylül’ün kestiği parmaklar acımaz derlerdi Kırılan güller bahçe diye zindanlarda yeşerdi. Bizim selamız, yarım saatte bir okunur Alperen yiğitler genç yaşta Rabbine kavuşur. Ölüm, Rabbine sevdalanmışlar için vuslat demektir, Yüreğin kuş gibi hafiflerken, yüce peygambere gülümsemektir. Ne zordur bilir misin, şafakta asılırken ölmek! Güneş doğarken, çiçekler açarken hayata elveda etmek. Bir yeşil başörtüsü vardı elinde bağrına basardı Çünkü içinde muradına eremediği yârinin kokusu vardı İki yıl geçirmişti rutubetli ölüm hücresinde Ciğerlerinden rahatsızdı, yine de söylemedi kimseye Giyeceği kefene gelinlik derdi. Onun için ölüm, düğün gecesi gibiydi. Dileseydi Halil’im! Güneşler dahi yağardı o gece İsteği kabul olmuştu; yağmur çiseliyordu asılacağı gece Mazgaldan son defa geçiyordu bir devir biterken Peygamber misali yollarına dikenler ekilirken İmam son telkinde bulundu:’’Allah’ a kavuşacağını’’ söyledi. Halil’im gözleriyle tebessüm edip, seccadeye yöneldi. İki rekât namaz kıldı, ellerini semaya kaldırdı. İyice nurlaşan yüzüyle, Âlemlerin Rabbine son duasını yaptı. Emir kurbanı cellâttan helallik istedi; İdam sehpasına yürüdü, yağlı urgan boynuna geçirildi… Cellât tabureyi çekti Kelime-i Şehadet getirirken Halil’im ruhunu teslim etmişti, boynu bükük kıbleye bakarken Kahpe kurşunların yıkamadığı yiğit ülkü devini Darağacı yıkmıştı, hiç ölüye benzemeyen bedenini Onda yorgun bir müminin uyku hali vardı. Ölüsünde bile bir nur, gözlerinde sevinç vardı Vakit tamamdı; müezzin ayrılık ezanını okuyordu Açık giden gözler ‘’Şehitler ölmez ‘’ diyordu. Yusufiye’nin gülü solmuştu artık bu dünyada; Bin bir çiçek açmıştı Hacılar kırında… 30.01.2005 Hüseyin Özbay |
Saygılarımla...