GECEYE SÜRGÜN YILDIZ
Yaşantıma denk, hüznüme tanık
Yalnızlığıma akraba Sefil gülüşüm uyanır uykusunda Ütopik bir yıldız düşer geceye Ay dağların arkasında kalmış göçebedir Kentin varoş karanlığı Gölgesindeki zakkumları saklar İlk defa değildir bu Dudağıma dokunan rüzgarın sesi Ve şimdi bahar tutuklu bir gemidir Kendi limanında esir Kendi denizinde mülteci Göklerin yağmuru beklerken ağlaması Nedir ki bendeki efkârın yanında Ve sancılı bir eylülün doğumuna Mevsimler henüz hazır değil Bana bırak saçlarında tutuşan gülleri Ben saklarım avucumdaki mağaralarda Kılcal damarlarımda dolaşırken hayalin Ben kalbimdeki düşlerin sönüşüne hazır İnzivaya çekilen bir derviş misali İçimi acıtan yokluğunla baş başa Bir pencere önünde ufuklara bakmaktan yorgun Yürümeye aç beklemeye tok Biçare bekler yinede ufukta takılı gözler Yayından ayrı kalmış paslı ok Akıncısını bekler duvarda asılı atiyi özler Oysa yılların üşüyen yangınlarında Zamanın acımasızlığına yenik yüreğim Seni içimde, adımlarımı kumsalda ararken Hayat bir bardak su içene kadar bitmiş Ve ben seni daha beklerken Sevda, beni bırakmayan Leyla kokulu düş Aşk, Geceye sürgün bir yıldız Bana en yakın bana en uzak Sevgi, hep baktığım, hep gördüğüm Ama koklayamadığım gül Ve sen, hem ölen hem hiç ölmeyen Şimdi gitmeliyim İyi bak elinde yanan resme Bir aşkın külleridir benden sana kalan 25 01 2009 Hüseyin Özbay |
Nedir ki bendeki efkârın yanında
İşte bu efkar ve Leyla düşleri değil mi böylesi güzel şiirlerinin ilhamı can.
Bakıp da gördüğün güllerin dikenleri incitmesin yüreğini...Seçkiyi hak etmiş şair yüreğin var olsun...Tebriklerimle.