BABAMIN ÖĞLE UYKUSUhasat da harman da olsa, iki eli kanda da olsa, şaşmazdı, bırakılmazdı babamın öğle uykusu. o, yer falan seçmezdi, uzanırdı nerde bulursa ve yatar yatmaz başlardı o müthiş horultusu, tek sözle bir hastalıktı babamın öğle uykusu. en çok uyurken seyretmeyi severdim ben babamı, kitap gibi bir yüzü vardı derin kırışıkların yazdığı. çocuktum, sökemezdim neydi her kırışığın anlamı; birer acının iziydi belki, ya da kaygıların tortusu, belki onları unutmak içindi babamın öğle uykusu. iki kolu iki yana açık öyle sırtüstü yatardı babam, sanki birini, bir şeyleri kucaklamak istermişçesine. bazen dudakları titrerdi ve iç çekerdi kimi zaman, çehresine yansırdı açık seçik tatminsizlik duygusu, belki gizli isyan provasıydı babamın öğle uykusu. kaybolmuş gemi gibiydi bilinmezlik denizinde, tam bir sigara bağımlısıydı, üstelik kalbi de vardı. tansiyonu naletti, bayrak dikerdi aklına estiğinde ve bir gün gerçekleşiverdi hepimizin korkusu sonsuz uykuya dönüştü babamın öğle uykusu. |
SAYGILAR.