İlân-ı Ölüm
Eşraftan değil eşreften
Bir kalender meşrepten... Bir vardı bir yoktu Bir açtı bir toktu Yalvarmadı kimseye Tokat attırmadı enseye... Ömrü; Bir hikâye bir masal Biraz derbeder misâl Kâh konuştu kâh sustu El hak! Âleme kızdı kendine küstü... Kışlı-boranlı, baharlı-yazlı Sükûta meyyâl, şiir avazlı Sözleri hece hece Bir rind-i gece Kavgası vardı, dâvâsı vardı Yediği içtiği hep zehr-i mârdı Sermâyeyi bir çırpıda bitirdi Nesi var nesi yok o gün yitirdi Ne kini nefreti vardı ne ihtirası Birkaç mısradan gayrı yoktur mirası... Bilirim... Kimse özlemeyecek nâdiren gülüşünü Zirâ, varlığıydı hüznün izdüşümü... Dert üstüne bin dert, kederden burçlu Deve misâlî sırtı hörgüçlü Güçlü değil suçlu Ağzı oruçlu... Yediği içtiği bir öğün Varı yoğu bir tas bir güğüm Yakası düğüm düğüm Bir şâir öldü dün... Götürün! Bir çukura gömün!.. Cahit Kılıç İstanbul, 16 Ağustos 2011 |
Varı yoğu bir tas bir güğüm
Yakası düğüm düğüm
Bir şâir öldü dün...
Götürün!
Bir çukura gömün!..
çok güzel şiir..kutluyorum.esen kalınız..