Varlık-Yokluk
Dost dilinden anlamayan nâdânlar
Âşkın ummanına dalmaz efendim! Âlile düşküne arka duranlar Mert yiğidi dâra salmaz efendim! Sıtk ile gönülden inanmış O’na Sinsice sui-kast ettiler câna Kahpelik kâr etmez Şah-ı Merdân’a Başını secdeden almaz efendim! Kadeh-i sermestte bâden nûş ise Ehl-i nâdân ile gönlün hoş ise Eğer ilim dağarcığın boş ise Kuru lâkırdıyla dolmaz efendim! İnsan sevdiğine leke kondurmaz Âşık mâşûkundan yüzün döndürmez Tipi tesir etmez, karlar dondurmaz Sevginin gülleri solmaz efendim! Malım mülküm yoktur diye ağlama Varım çoktur diye coşup çağlama Boşa kazık çakıp ipin bağlama Bu dünya sana da kalmaz efendim! Cahit Kılıç İstanbul, 5 Eylül 2011 |
saygılarımla.