İstanbulda RamazanHiçbir şehir, İstanbul gibi güzel kokmuyor Ramazan akşamlarında, Hiçbir şehir İstanbul gibi Ramazan kokmuyor İftar saatlerinde, Çok şehir dolaştım; lakin İstanbul başka Eyüp, Üsküdar, Ayasofya manevi bir alem Burada kuş ötüşleri, çiçek kokuları bir başka Burada taşların kokusu bile tariftir aşka... Sabahtan başlar telaş, hissettirir kendini caddelerde, sokak aralarında, evlerde... camı açık pencerelerden yayılan Kur’an sesleri ve huşu içinde diz çöken Üsküdar Camileri... hemen hemen her semtte bir iftar çadırı ve her birinin kapısı da sanki Arafat meydanı. Belki, çocukluğumuzdaki iftariyelikler Omuzda taşınan oruçlu çocuklar yok; ama ezan seslerini bizim gibi bekleyen çocuklar gördüm gözlerinde bir şeyleri kazanmanın mutluluğu ile yarı baygın bakışlı nurani yüzlü çocuklar. Minarelerden yayılınca Allah u Ekber sesleri İslambol İstanbul’a karışıyor her zerresi ile dudaktan damağa yayılan su sessizliğinde; Müslüman’ı, Musevisi, Rumu,Ermenisi doğulusu, batılısı, kaçağı, işçisi... Nefes alışlarım kesilirse bir gün bu şehirde Rabbime en büyük duam olsun bu sözlerim ’Ne olur Rabbim! Sura üflenildiği gün de bile bedenim hala İstanbul kokuyor olsun’. İstanbul 06,11,2003 |
ve huşu içinde diz çöken Üsküdar Camileri...
''Ne olur Rabbim! Sura üflenildiği gün de bile
bedenim hala İstanbul kokuyor olsun''.
Ne güzel bir dua...
Bedeni İstanbul kokmak,Hz. Eyyüp Kokmak, Aziz Mahmut (KAS) Kokmak, dedem Fatih kokmak...
Bu koku cehennemi ateşleri söndürür be dostum...
İstanbulmu dizelerinizi güzelleştirmiş
Dizeleriniz mi İstanbulu bilemem
Ama İstanbulun adının geçtiği her şey bana kutsal bir emanet gibi geliyor...
Muhabbetle...
BİKES