Gün Güneşsiz, Bu Eylül SensizŞehrimi terketmekteydi gün doğarken güneş Okula gidilen günlerdeki çekiciliği yatağın, Sefasını sürüyordu tahtının Balkonumdaki dişi güvercin erkeğine naz ediyor Annem "kışt,pişt" sesleriyle bir aşka engel oluyor Bense bahar kokulu nevresimime soruyorum Bu Eylül yaram ne kadar kanıyor? Günlerden pazar, yıllardan bir Eylül önce... Fonksiyon sorusu çözmekteydim binlerce düşünceyle f(x) bile eşit y’ ye, vay be... Paydamı sıfır yapan bir değer almışım ben, Tanımsızım hayat kümesinde... Saçlarımın dalgasında boğdum hüzünleri Güneşsiz güne attım kulaçlarımı Yere düşen yaprakta ezdim avuçlarımı Tahta masa etrafında oturuyordu aşk, Rüzgar mı ürpertmiş ti tüylerini, ben mi? Hadi sık elimi... Başladı kalbimle aklımın bitmeyecek savaşı Adaletli olmalısın, iyi olan kazansın... |