YAKIP YIKTIĞIMIZ KAPILARKırarak, kırılarak… yeni yollar açarak, kanatarak ilerliyoruz kendi içimizde. Cümleleri tamamlayamadan vedalaşıyoruz, kırarak kırılarak… Gözyaşlarıyla ıslanıyor cümlelerimiz, çatlıyor dağılıyor konuşamadan. Dilimiz yüreğimize akıyor… Susuyoruz… Korkularımıza takılıyor umutlarımız, kelebek misali güçsüz bir şekilde can veriyor hayaller. Kırarak, kırılarak olgunlaştığımızı düşünüyoruz. Yanılgılar silsilesine takılan nefesimiz yankılanıyor, kendi gururlu sesimizle adım atıyoruz, kararları şekillendirirken. Oysa yok olmak saniye meselesi, dinamitlenen dağlar gibi devrilirken içimiz. Yok olmak ve var olmak incecik çizgi, mesele mi kırılan sözcüklerimiz; yüreğimiz... Toparlıyoruz… Kırılanı, döküleni boşalttıktan sonra içimizdeki siyah zehirleri. İçtiğimiz zehirli zakkumdan olsa gerek dilimizde kalan zehir izleri. Tamamlayamadan ölen kaç kişi var cümlelerini? Kim susturuyor bizi? Biz miyiz çekingen kalan ve yarım bir aşkla solduran, gerçekleşme ihtimali yüksel hayalleri? Kırarak dönüyoruz sırtımızı… Yıkarak alıyoruz kararlarımızı… Geride hasret ve nefretle karalanmış sayfalar… Düşünmüyoruz, düşünemiyoruz yakıp yıktığımız kapılara geri döneceğimizi… |
Yıkarak alıyoruz kararlarımızı…
Geride hasret ve nefretle karalanmış sayfalar…
Düşünmüyoruz, düşünemiyoruz yakıp yıktığımız kapılara geri döneceğimizi…
yüreğine saglık kutlarım güzel şiir için saygılar